Devrinin bir tanesi Ebu Ali Farmedi
14/01/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Ebu Ali Farmedi hazretleri,
Silsile-i aliyyenin yedincisidir. Devrinin bir tanesi idi. Adı Fadl bin
Muhammeddir. 434 senesinde doğdu. Zâhiri din ilimlerini, Ebul-Kasım Kuşeyri
hazretlerinden ve daha başka âlimlerden öğrendi. Ebül-Kâsım Gürgânî ile Ebül-Hasan
Harkânînin halîfesidir. Rûh ilmlerinin mütehassısı idi. Nasihatleri
pek tesirli idi. Büyük Selçuklu Devleti'nin ünlü veziri Nizâm-ül-mülk ve
zamanın devlet erkanı kendisine çok hürmet ederdi. Tasavvuf ilminin mütehassısı
idi. İmam-ı Gazali ve Yusuf-i Hemedani hazretlerinin de hocası idi... 477
(m. 1085) senesinde Meşhed'de, yani Tus'ta vefât etti...
Bu mübarek zat kendisi şöyle anlatır:
Hocam Ebul-Kasım Kuşeyri'nin yanında kaldığım
sıra, bende meydana gelen hâlleri kendisine anlatınca, "Evladım,
ilim öğrenmekle meşgul ol" diyordu. 2-3 yıl daha ilim öğrendim. Bir gün
kalemimi mürekkep hokkasına batırıp çıkardım. Bembeyaz çıktı. Üç defa denedim,
her defasında mürekkep beyaz çıkıyordu. Bu hâli hocama anlattım. "Mademki
kalem senin elinden kaçıyor, sen de onu bırak" dedi. Ben de, medreseden ayrılıp, dergâha geçtim...
Bir gün bana bir hâl oldu, kendimden geçtim. Bir
mürşide, rehbere ihtiyacım var diye düşündüm. Ebul-Kasım Gürgani'nin ismini
işitmiştim. Tus şehrine hareket ettim. Talebeleri ile mescitte oturuyordu. Ben
de önünde diz çöktüm. Şeyhin başı önüne eğikti. Başını kaldırıp, "Gel Ebu
Ali" buyurdu. Yanına oturup hâllerimi anlattım. "Başlangıcın mübarek
olsun. Terbiye görürsen, yüksek derecelere kavuşursun" buyurdu. Kalbimdeki
aşk ve şevk çoğalmıştı. Bu arzumun çokluğu sebebiyle, Ebul-Hasan-ı Harkani
hazretlerinin sohbetine, nihayetsiz feyizlerine kavuştum...
Bir gün, hocam Ebul-Kasım Kuşeyri hamamda
guslediyordu. Belki ihtiyacı olur diye kuyudan bir kova su çıkarıp hamamın
havuzuna boşalttım. O anda gerçekten bu suya ihtiyacı varmış. Hamamdan çıkınca; "Ey Ebu
Ali, Ebul-Kasım'ın 70 yılda elde ettiği dereceyi, sen bir kova su ile kazandın" buyurdu...
Bir yolculuğumuz sırasında bir dağa yaklaşırken
önümüze büyük bir yılan çıktı. Hepimiz korkup kaçıştık. Ebu Said hazretleri de
orada idi. Atından inip o koca yılana yaklaştı. Ben Şeyhin yanında idim. Yılan
onun önünde başını yerlere sürerek saygı gösterdi. Şeyh hazretleri yılana;
"Zahmet ettin" dedi. Sonra yılan dağa doğru uzaklaşıp gitti. Şeyh
buyurdu ki: "Bu dağda iken birkaç yıl bu yılanla aynı yerde bulunduk.
Bizim buradan geçmekte olduğumuzu anlayınca gelip dostluğunu tazeledi. Ahdin
güzelliği imandandır. Güzel huylu olana karşı her şey güzel huylu olur.
Hazret-i İbrahim de güzel huylu idi. Ateş de ona güzel huylu oldu. Onu
yakmadı...