Mümin, başına gelen belalara sızlanmaz!
07/01/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Mus’ab bin Ahmed Kalanisî hazretleri evliyânın
büyüklerindendir. Bağdâd’da doğdu. Zamanın büyüklerinin sohbetlerinde bulundu.
Cüneyd-i Bağdadî ve Rüveym bin Ahmed hazretleri onun
arkadaşlarındandır. Hac için gittiği Mekke-i mükerreme dönüşünde Ecyâd’da
270 (m. 884) yılında vefât etti. Fütüvvet hakkında buyurdu ki:
Fütüvvet sahibi iyi bir Müslüman, Allahü teâlânın dostlarını
sever, düşmanlarını sevmez. Sevdiğini Allah için sever. Doğruluktan hiçbir
zaman ayrılmaz. Dostlarının sevincine katılır, onlara karşı asık suratlı
durmaz. Çünkü sevgili Peygamberimiz (sallallaü aleyhi ve
sellem) “Allahü teâlâ, dostlarının yüzüne karşı somurtan insana buğz
eder” buyurdu. Başkalarının kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa,
insanlara da o şekilde muâmelede bulunur. Nefsi için istediğini, başkaları için
de ister. Duâ ederken, duânın edeplerine uyar, kulluk vazîfelerine dört elle
sarılır. Her an kendini hesaba çeker. Bu âna kadar geçen zamanının isyan ile
geçtiğini düşünerek, tövbe ve istiğfara devam eder. Haramlardan sakınır, Allahü
teâlâyı hiç unutmaz. Zamanlarını ibâdet ile geçirir. Nefsinin ve şeytanın
hîlelelerinden sakınır, dünyâya meyletmekten, yani dünyâyı sevmekten
cenâb-ı Hakka sığınır. Allahü teâlâyı unutturan her şeyden şiddetle kaçar,
bütün uzuvlarını yaratılış gayesine uygun kullanır. Her Müslümana hüsn-i zân
eder.
Hakîkî bir Müslüman, devamlı nasihat eder. Emr-i bil ma’rûf ve
nehyri anil münkerde bulunur. Kendi kusurlarını düşünür, merhamet sahibidir.
Şehvetlerine uymaz, başolma sevdasına kapılmaz, parmakla gösterilmekten
kaçınır. Allahü teâlânın emirlerini yapmakta, yasaklarından sakınmakta ve buna
devam etmekte sabırlıdır. Dîn-i İslâma hizmet etmekten zevk duyar. Bu konuda
karşısına çıkan her türlü zahmete katlanır. Başına gelen belalara sızlanmaz.
Fütüvvet sahibi iyi huylu bir Müslüman, kendisini ilgilendirmeyen şeylerle ve
başkalarının ayıbını araştırmakla uğraşmaz. Dünyâya tamah etmez. Doğru
sözü kabûl eder, itirazda bulunmaz. Zengin ise, fakir olanlardan ücretsiz
hizmet beklemez.
Cüneyd-i Bağdadî hazretleri, talebelerinden birinin pazardan aldığı yiyecekleri, fakire verip taşıttığını görünce, o yiyeceği yemeyip dağıttırmıştır. Orada hazır bulunan İbrâhim Havvâs ise, o talebe arkadaşına, “Dünyâyı gözünde o kadar büyütmüşsün ki, fakiri yiyeceklerinin hamalı yapıyorsun” buyurdu.