"Bu, Allahü teâlânın Resûlüdür..."
30/07/2019 Salı Köşe yazarı V.T
"Bildirilmese bile, onun mubârek yüzü, nübüvvetine ve yüksek
derecelerine delâlet eder."
Şâh Muhammed Çelebi Osmanlı âlimlerindendir. Afyonkarahisar’da doğdu.
Zamanının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. Pekçok medresede
müderrislik yaptıktan sonra Edirne ve İstanbul kadılıklarını yürüttü. 1570
(H.978) senesinde İstanbul’da vefât etti. Buyurdu ki:
Ebû Remse-i Teymî’den nakledilmiştir: "Hazret-i Resûlün (sallallahü
teâlâ aleyhi ve sellem) yanına vardım. Mubârek cemâlini bana gösterdiler.
Dedim ki: Bu, Allahü teâlânın şeksiz ve şübhesiz Resûlüdür."
Câmi bin Şeddâd “radıyallahü anh” anlatır: Bizden Târık adlı birisi
dedi ki: Resûlullahı (sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem), Medîne-i
münevvereye teşrîflerinde gördüm. Fakat, onu tanımıyordum. Bana sordu, hiç
satılık bir şeyin var mıdır? Dedim ki: Vardır; işte bu deveyi
satarım. Dedi ki: Kaç paraya satarsın? Dedim ki: Şu kadar vesk
hurmaya satarım. Hemen devemin yularını tutup, götürdü. O gidince, biz
birbirimiz ile konuşup, dedik ki: Biz devemizi bir kimseye verdik ki, kim
olduğunu bilmiyoruz. Bir hâtun bizim ile berâber idi. Dedi ki: Ben
devenize kefîlim. Bir kimse ki, ayın ondördü gibi olsun, size hıyânet etmez.
[Yani hıyânet etmesi mümkün değildir.] Sabâh oldu. Bir kişi bir mikdâr
hurma getirdi. Dedi ki: Ben Allahın Resûlünün (sallallahü teâlâ aleyhi ve
sellem) elçisiyim. Beni size gönderdi ve buyurdu ki: Bu hurmadan
yiyesiniz ve gelip devenizin bahâsını ölçüp alasınız.
Bazı âlimler buyurmuşlardır ki: Allahü teâlâ, meâl-i şerîfi, (...
Mubârek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. Bu öyle saf bir yağdır ki,
nerede ise, ateş dokunmasa da aydınlık verecek. Bu aydınlık nûr üstüne nûrdur.
(Allahü teâlânın müminleri hidâyeti îmân nûru üstüne bir nûrdur). Allahü teâlâ
dilediği kimseyi nûruna kavuşdurur. Allahü teâlâ insanlara böyle misâller verir
ki, ibret alıp, îmân etsinler. Allahü teâlâ herşeyi bilir) olan [Nûr
sûresi 35.] âyet-i kerîmede buyurup, misâl vermesi, Resûlü “sallallahü teâlâ
aleyhi ve sellem” içindir.
Bu bir misâldir ki, Allahü teâlânın Resûlünün hakkında vârid olmuştur.
Yani buyurmuşdur ki: Kur’ân-ı kerîm okunup bildirilmese bile, onun
mubârek yüzü, nübüvvetine ve yüksek derecelerine delâlet eder. Nitekim,
Abdüllah bin Revahâ “radıyallahü anh” demiştir ki: Beyt:
Şâyet olmasa idi, onda apaçık deliller.
Güzel görünüşü de sana hayr ile verirdi haber.