2019 senesi de bitmek üzere...
30/12/2019 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Allahü teâlâ, insanlara muhtaç oldukları her türlü nimeti
lütfetmiştir. Akıl, vücut uzuvları, eşler, çocuklar, hava, su,
kâinâttaki her şey, insanların hizmetine verilmiştir. Bu nimetler
sayılamayacak kadar çoktur. Bu konuda 2 âyet-i kerîme vardır:
“O, size, istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimet[ler]ini sayacak
olsanız, sayamazsınız. Doğrusu insan çok zâlim, çok nankördür!” [İbrâhîm,
34]
“Hâlbuki Allah'ın nimet[ler]ini teker teker saymaya kalkışsanız, onları
sayamazsınız. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” [Nahil,
18]
Allahü teâlâ, bütün kullarının, îmân etmelerini, ibâdet
yapmalarını, verdiği nimetlere şükretmelerini, güzel ahlâka sâhip olmalarını,
kendi aralarında kardeşçe yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiş
ve bunları emretmiştir.
Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurmuştur ki:
“İki [büyük] nimet vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanırlar.
Bunlar: Sağlık ve boş vakittir.” [Tirmizî]
Yine bir hadîs-i şerîfte: “İki günü birbirine eşit olan
aldanmıştır” buyurulmuştur.
Kezâ Resûlullah (aleyhissalâtü vesselâm): "Yarın yaparım
diyenler helâk oldular" buyurmaktadır.
Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi
aleyh): “Vakitleri çok kıymetli ganîmet bilmelidir” buyurmuştur.
Onun oğlu, yine büyük bir âlim ve velî olan Muhammed Ma'sûm Fârûkî de
(rahimehullah): “Vakit keskin bir kılıç gibidir. Kıymetli ve şerefli
şeylere sarf etmek gerekir” buyurmuştur.
Burada mühim olan, Allahü teâlânın bizlere verdiği nimetleri yerli yerinde
kullanabilmemizdir. Allahü teâlânın bizlere ihsân buyurduğu sonsuz nimetlerine
şükretmeli; O’nun dînine hizmet ve kullarına yardımda kullanmalıyız. İlmi
olan ilminden, makâmı olan makâmından, malı olan da malından diğer insanları
faydalandırmalıdır.
Şüphe yok ki, günümüz şartlarında takrîbî 60-70-80 senelik bir insan ömrü
içerisinde, 1 sene çok mühim bir zamân dilimidir. Çünkü bir “Gün”: 24
sâat, 1.440 dakika, 86.400 sâniyedir. Bir mîlâdî yıl da: 4 mevsim, 12 ay, 52
hafta, 365 gün ve 8.760 sâat [yani 525.600 dakîka]dır. Bilindiği gibi
zaman artırılamayan, başka bir vakte taşınamayan, ödünç alınamayan,
durdurulamayan ve kendi mecrâsında akıp giden bir unsurdur.
“Akıllı kimse [Akıllı Müslümân], kendisini hesâba çekip ölümden sonrası
için hâzırlık yapan kişidir” hadîs-i şerifi, bizler için bir
rehber olmalıdır.
Bizler, geçmiş günlerimize yönelik bir muhâsebe ve murâkabe yaparak yeni
yıla girmeliyiz. İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh), “bir Müslümân, her
akşam yatağına girince, o günün muhâsebesini yapmalıdır” buyuruyor.
Esnâf, dükkânlarında her akşam kasayı kapatırlarken bunu yapmaktadırlar.
Bizler de, kendi adımıza, âilemiz, milletimiz, Müslümânlık ve insanlık
uğruna ne gibi güzellikler, hayırlar, faydalı işler, fedakârlıklar yaptığımıza
bakmalıyız...