Allahü teâlâ rızık vericidir
30/12/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
Türüt Dede, Selçuklular devrinde Konya'da yetişen evliyadandır.
Aslen Horasan taraflarındandır. İsmi Ali'dir. Küçük çocuk iken Mevlâna
Celâleddîn-i Rûmî'yi sırtına alıp deve taklidi yaparak eğlendirdiğinden Cemel
(Deve) lakabı verilmiştir. 1274 (H.673) senesinde Konya'da vefat etti. Mevlâna
Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin babası Sultânü'l-Ulemâ ile birlikte Konya'ya
gelen Ali Dede, Sultânü'l-Ulemâ’nın sohbetinde bulunup tasavvuf yolunda
ilerledi. Buyurdu ki:
Şöyle rivayet edilir: İsa aleyhisselam, havarileri ile birlikte
bir yere gidiyordu. Yolda bir köpek leşi gördüler. Çok da fena kokmaktaydı.
Havarilerin çoğu, köpek leşinin çok pis koktuğunu söylediler. Bunun üzerine İsa
aleyhisselam; "Ne kadar beyaz dişleri varmış." buyurdu. Yani daima
iyi tarafları görüp, onlardan bahsetmeli, kötü ve ayıp tarafları görmezlikten
gelmelidir. Ancak, dinen bildirilmesi icap eden ayıpların bildirilip,
Müslümanların aynı duruma düşmelerini önlemek için olursa, mahzuru yoktur."
Allahü teâlâ kullarına pek çok rızık vericidir. Rızık, mahlukların faydalandığı
şeydir. Rızıklar zahiri ve manevi olur. Zahiri rızıklar; yiyecekler, içecekler
ve giyecekler vb.dir. Manevi rızıklar sayısızdır. Allahü teâlâ bunları
kullarına ihsan eder. Kullar bunlardan faydalanırlar. Bütün faydalı rızıklar
arasında iki rızık vardır ki, herkes ondan faydalanır. Merhum Şeyh Sâdî, bunu Gülistan'ın
başında şöyle bildirmektedir: "İnsanın içine çektiği her nefes hayatın
devamına, dışarı verilen nefes ise, vücudun ferahlamasına ve rahatlamasına
vesiledir. Her nefeste iki nimet vardır. Her nimetin şükrü ise vaciptir.
Allahü teâlâ kulları arasına, âlimler, padişahlar, mürşitler, rehberler, sadaka
verenler, insanlara faydalı kimseler koymuştur. Bunların hepsi rızıktır. İlme
muhtaç olanlara âlimler yeter. İrşada doğru yolu öğrenmeye muhtaç olanlara
mürşid-i kâmiller yol gösterir. Yiyecek ve içeceği olmayanların ihtiyacını
sadaka verenler giderir. Adalete muhtaç olan mazlumlara âdil sultanlar fayda
verir. Diğer dilek sahiplerine de muhakkak bir yardım eden vardır.
Hikâye: Peygamberlerden birisine bir cemaat gelip; "Allahü teâlânın,
kullarından razı olmasının alameti nedir?" diye sordular. Allahü teâlâ o
peygamberine şöyle bildirdi: "Onların işlerini, onların iyilerine
seçilmişlerine bırakırım. Yani sultanlarını iyilerden eylerim. Gazabımın
alameti odur ki, onların işlerini onların kötülerine bırakırım. Yani adaletten
ayrılan kimseleri onların başlarında bulundururum."