Kaza ve kader bilgisini herkes anlayamaz!..
31/12/2019 Salı Köşe yazarı V.T
Kaderin hayırlısı, şerlisi,
iyisi, kötüsü, tatlısı, acısı, hep Allahü teâlâdandır.
Koğacızâde Mehmed Efendi İstanbul evliyasından olup Fatih'in
Sofular semtindeki Halvetî dergahının şeyhi idi. Mehmed Efendi bu tekkede
yirmi yıl kadar irşad faaliyetinde bulunduktan sonra 1026'da (m. 1617) vefat
etti.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:
Kaza ve kader bilgisini, çok kimseler anlayamamış, doğru
yoldan ayrılmıştır. Bu bilgi üzerinde akıl yürütenler, vehim ve hayâllerine
kapılmıştır. Bunlardan bir kısmı, insanların isteyerek yaptığı işlerinin cebir,
zor ile olduğunu sanmış, çokları da, insanların her işi yaratarak yaptığını,
isteyerek yapılan işlere, Allahü teâlânın karışmadığını söylemiştir. Ehl-i
sünnet, kadere inanmış; kaderin hayırlısı, şerlisi, iyisi, kötüsü, tatlısı,
acısı, hep Allahü teâlâdandır demiştir. Çünkü “Kader”, var etmek, yaratmak,
demektir ve her şeyi yapan, yaratan, ancak Allahü teâlâdır. “Mu’tezile” yani Kaderiyye
fırkası kaza ve kadere inanmadı, işlerin, yalnız kulun kudreti ile hâsıl
olduğunu zannetti. Şerler, kötülükler, Allahü teâlânın kazası ile olsaydı,
bunlar için azap yapmazdı. Bunlara azap yapması zulüm olur dedi.
Böyle sözleri söylemek zulümdür. Câhilce sözdür. Çünkü, kaza ve kadere
inanmakla, kulun ihtiyârı ve kudreti gitmez. “Kaza” demek, bir insanın, bir işi
kendi ihtiyârı ile yapıp yapmayacağını, Allahü teâlânın, önceden bilmesi
demektir ki, insanda ihtiyârın bulunduğunu göstermektedir.
Kazaya inanmak, irâdenin, ihtiyârın yok olmasına sebep
olsaydı, Allahü teâlâ da, yaratmaya mecbur veya memnu’ olurdu. Çünkü ezelde,
bir şeyin var olacağını bildi ise, onu yaratmaya mecbur olurdu. Yokluğunu bildi
ise, yaratması memnu’ olurdu. Kazaya inanmak, kulda ihtiyârın bulunmasına
inanmaya mâni olsaydı, Allahü teâlâ da irâde ve ihtiyârın bulunmasına
inanmaya da mâni olurdu.
Allahü teâlânın yaratacağı şeyleri ezelde bilmesi, irâde
sıfatını yok etmediği gibi, kullarının yapacağı şeyleri de ezelde bilmesi, kulların
irâde ve ihtiyâr sahibi olmalarına mâni değildir. Evet, insanların kudreti
azdır, işi yalnız insan kudreti yapar demek, pek akılsızlık olur ve
düşüncesizliğin son derecesidir. Mu’tezilenin, burada da, doğru yoldan ayrılmış
olduğunu, Mâverâünnehr âlimleri bildirmiş, bunların sözü, Mecûsîlerin
(ateşe tapanların) sözünden daha fenâdır demişlerdir.