Müminler herkese hayır duâ eder...
03/08/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.D
"Ben lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim.
Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için
gönderildim"
Müslüman için şeref; İslam’ın güzel ahlakını edinmek, herkese iyilik ve
hayır dua etmek, İslamiyet’e uymak, her mahlûka faydalı olmaktır.
Önceki Peygamberler, kavimlerine lanet ettikleri hâlde, Peygamber
efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) lanet etmemiştir. Bir
savaşta, kâfirlerin yok olması için dua etmesini istediklerinde "Ben
lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese
iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim" buyurdu.
Nitekim Kur'ân-ı kerimde mealen "Seni âlemlere rahmet, iyilik için
gönderdik" buyuruluyor. (Enbiya 107)
Müşrikler, Resulullah efendimizin geçeceği yerlere diken döşerlerdi. Ama O,
onlar için “Bilmiyorlar, bilseler böyle yapmazlar” der
ve “Benim vazîfem, anlatmakdır” buyururdu. Bedduâ etseydi,
hepsi taş olurdu. Çünkü Allahü teâlâ, onun dudaklarına bu yetkiyi
vermişti.
"Kâfirler, mürtedler birbirlerinin arkasından dedikodu yaparlar. Müminler ve sâlihler ise, din kardeşlerinin arkasından hayır duâ ederler. Aradaki farka bakın. Elhamdülillah, biz dedikodu etmeyiz, gıybet yapmayız, bunlara tenezzül etmeyiz, harâma yanaşmayız. Peki ne yaparız? Biz, Müslümânlara hayır duâ ederiz kardeşim."
***
Ma'rûf-i Kerhî hazretleri, sağlığında olduğu gibi vefâtından sonra da
sıkıntılı kimselerin imdâdına yetişen meşhur evliyâdandır. Bu mübarek zat, bir
gün talebeleriyle hurmalıkta oturuyordu. Bu esnada Dicle Nehri'nden bir kayık
geliyordu. Kayıktaki birkaç genç, içip içip nâralar atıyorlardı. Bu hoş olmayan
manzara karşısında talebeleri;
-Efendim, duâ edin de Allahü teâlâ bu kendini bilmezleri nehrinde boğsun,
insanlar da böyle zararlı kimselerden kurtulsunlar, dediler.
Talebelerinin bu sözleri üzerine kayıktakilere şöyle duâ etti:
-Yâ Rabbî! Sen bu kullarını dünyada neşelendirdiğin gibi âhırette de
neşelendir...
Talebeler bu duâya bir mana veremediler. Kendisine sordular:
-Efendim, böyle dua etmenizin hikmetini anlayamadık?
-Bekleyiniz söylediklerimin sırrı birazdan ortaya çıkar...
Talebeler dikkatle onları takip etmeye başladılar. Kayıktakiler kıyıya
çıkınca, Ma'rûf-i Kerhî hazretlerini gördüler. Birden ne yapacaklarını
şaşırdılar. Daha O, kendilerine bir şey söylemeden, ellerindeki sazı kırdılar,
içkileri attılar. Huzuruna gelip tövbe ettiler... Ma'rûf-i Kerhî
hazretleri talebelerine dönüp buyurdu ki:
-Gördüğünüz gibi, herkesin istediği oldu. Ne onlar boğuldu. Ne de kimse
onlardan rahatsız oldu...