Resûlullah’ın şefkati...
21/06/2024 Cuma Köşe yazarı A.U
Peygamber Efendimiz; insanlara olduğu gibi her can taşıyan mahlûka da acır
ve şefkat ederdi... Hayvanlara eliyle su kabını tutar içmesine yardım
ederdi. Bindiği at koşup da terlese, yüzünü mübârek eliyle silerdi.
Hem mütevâzıydı.
Hem de heybetli!
Bir gün huzûruna biri geldi.
Bir derdini arz edecekti.
Ancak mübârek yüzüne bakınca Efendimizin’in
heybetinden terlemeye başladı!
Zîrâ korkuya kapılmıştı!
Efendimiz bunu sezdiler.
Ve o kimseye dönüp;
"Sıkılma! Ben hükümdâr değilim... Ben de herkes
gibi yer içer; yorulur otururum" buyurdu.
Adam bunları işitti.
O korkusu gitti...
Ve derdini açabildi.
● ● ●
Efendimiz, genellikle hüzünlü idi! Sebebini
sorduklarında "Benim gördüğümü siz görseydiniz, az güler, çok
ağlardınız!" buyururdu.
O, Hak teâlânın sevgilisiydi.
Allah, Ona "İste vereyim" dedi.
Ancak O, dünyâ serveti istemedi.
● ● ●
Peygamber Efendimiz Allahü teâlânın Habîbi, Sevgilisi
olduğu hâlde Allahtan en fazla korkan da yine O idi! Bir gün evden çıktı...
Mescide geldi ve eshâbına;
"Allahü teâlâdan en çok korkanınız benim!" buyurdu.
Bu korku iledir ki; namaza
durunca göğsünün hırıltısı işitilir, su fokurdar gibi sesler duyulurdu! Nitekim
Hazret-i Âişe, bu sesi sürekli işittiğini haber vermiştir.