Çok merak etmiştim bu zâtı!..
04/05/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin
talebesi Tâhir Efendi şöyle anlatıyor:
Ben Kerkük'te tahsil
görmüştüm.
Arabî ve fârisîyi iyi
öğrenmiştim.
İlim meclislerinde söz
sâhibiydim.
Bir gün yanıma bir
dostum geldi.
“Ben büyük bir âlim
tanıdım” dedi.
Sordum hemen:
“Kimmiş bu âlim?”
“Abdülhakîm
Arvâsî” dedi.
Ve fazîletlerinden
bahsetti.
“Onunla görüşebilir
miyim?” dedim.
“Elbette” dedi ve
ertesi gün götürdü beni o zâtın dergâhına.
Yolda, kalbimden;
“Ben de âlimim, ne kadar
bilgili oluğumu o da bilmeli” diyordum.
Nihâyet huzûruna
vardık.
Nûrlu ve heybetli bir
zâttı.
Yanındaki sandalyeye
oturdum.
Biz içeri
girdiğimizde, bir şeyler anlatıyor, inci gibi ilim hikmet saçılıyordu dilinden.
Hiç duymadığım
şeylerdi.
Yanında oturmaya hayâ
ettim.
Zîra kendimi onun
yanında çok (câhil) hissettim.
Ve yavaşca yere indim.
Sonra daha geriledim.
Sonra biraz daha.
Derken dış kapının
yanına iliştim.
Orada rahat ettim
ancak.
Buraya gelirken (bir
şey) zannediyordum kendimi.
Meğer ne kadar (câhil)
mişim.
Hattâ bir (hiç)
mişim!..
Onun yanında anladım...