“Günahtan tövbe eden günahsız gibidir...”
29/09/2021 Çarşamba Köşe yazarı V.T
“Ey müminler! Hepiniz
Allaha tövbe ediniz ki, dünyâ ve âhıret saadetine kavuşasınız.”
Kuddûsi Abdurrahman
Efendi Halveti şeyhlerindendir. Manisa’da doğdu. İstanbul’a giderek Şeyh
Abdülehad Nûrî hazretlerinin sohbetlerine katıldı. İcazet verilerek halifelerinden
oldu ve Manisa’ya gönderildi, burada taliplerini yetiştirdi. 1080 (m. 1669)’da
orada vefat etti. “Tuhfetü'l-Mülûk” ismindeki eserinde şöyle anlatmaktadır:
Allahü teâlâ Kur’ân-ı
kerîmde; “Ey müminler! Hepiniz Allaha tövbe ediniz ki, dünyâ ve âhıret saadetine
kavuşasınız.” (Nûr-31) buyurmuştur.
Peygamber efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte ise; “Günahtan tövbe eden
günahsız gibidir” buyuruldu. Tövbe kelimesinin asıl manası dönmek,
rücû etmektir.
Tövbe, İslâmiyetin
yasak ettiği şeyden, helâl ettiği şeye dönmektir. Bir hadîs-i
şerîfte;“Pişmanlık tövbedir” buyurdular. Ehl-i Sünnet âlimleri; “Sahih bir
tövbenin üç şartı vardır” diye buyurmuşlardır. Bunlar; “İslâmiyetin emirlerine
muhalif işleri yapmaktan pişman olmak, hatalı ve günah olan şeyleri hemen terk
etmek, daha önceden işlenmiş olan günahları ve benzerlerini yapmamaya
azmetmektir.”
İnsan yaptığı işin
kötü olduğunu kalben düşünür ve işlemekte olduğu işlerin kötü olduğunu görürse
ve kalbinde tövbe etme arzusu olursa, o zaman Allahü teâlâ ona güzel bir dönüş
ve tövbe nasîb eder. Esas tövbe, önce kötü insanlarla arkadaşlık yapmaktan
uzaklaşmaktır. Çünkü insanı tövbe etmekten uzaklaştıran ve tereddütlere düşüren
kötü arkadaştır.
Allahü teâlâ Kur’ân-ı
kerîmde; “Biliniz ki, Allah katında en iyiniz, takvâsı en ziyâde olanınızdır”
(Hucurât 13) buyurmuştur.
Bir zât Peygamber
efendimize gelerek: “Ey Allahın, Peygamberi bana tavsiyede bulununuz” dedi.
Peygamber efendimiz de: “Takvâya sıkı sarıl. Çünkü bütün hayırları kendisinde
toplayan haslet takvâdır” buyurdu. Takvâ, bütün fazilet ve iyilikleri kendinde
toplayan bir haslettir. Takvânın hakîkati, Allahü teâlâya itaat ederek
azâbından sakınmaktır. Takvânın aslı; önce şirkten, sonra kötü ve günah olan
hareketlerden, daha sonra günah olabilme ihtimâli olan amellerden sakınmak, en
son olarak da fuzûli ve lüzumsuz olan şeyleri terk etmektir. Hazreti Ali
(radıyallahü anh) şöyle buyurmuştur:
“Dünyâda insanların efendisi cömert olanlar, âhirette insanların efendisi takvâ sahibi olanlardır.”