Her şey insan için yaratıldı...
30/09/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan
Hatıralar...
Huzur içinde
yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor,
ücret de talep etmiyorlar!..
Yüce Rabbimiz bizi ve
diğer bütün canlıları yaşatmayı dilediği için bu dünyayı yaşanabilir bir
hâlde yarattı... Annemizin rahminde, bize el, ayak takıldı. Ceninin aklı
olsaydı bunları istemeyecekti, çünkü orada bunlar hiçbir işe yaramazlardı,
hatta rahat hareket etmesine engel bile olurlardı. Fakat biz orada
kalmayacaktık, dünyaya gönderilecektik, dünya hayatında da bunlarsız
yapamazdık. Daha dünyaya gelmeden, dünya hayatında rahat ve huzur içinde hayat
sürebilmemiz için ne lazımsa hepsini Rabbimiz yarattı ve bize ihsan eyledi.
Bunların hiçbirini biz talep etmedik, böyle bir şeyi düşünmedik,
düşünebilseydik bile yapmaya gücümüz yetmezdi. Tamamı bizi yaratan Rabbimizin
lütfu ve ihsanıdır. Bunun için ne kadar hamd etsek yine de azdır...
Rızkımızı daha biz
dünyaya gelmeden önce annemizin göğsünde hazırlamıştır.
Sadi-i Şirazi
rahmetullah-ı aleyh buyuruyor ki: "İnsanlar, rızıklarından niçin
endişe ederler o dünyaya gelir gelmez rızkını hazır bulur."
Yemeden, içmeden
yaşamak mümkün olmaz. Havamızı, suyumuzu, gıdamızı akıl ve hayal edemeyeceğimiz
kadar güzellikte kim yaratıyor ve bizlere ihsan ediyor!..
Güneş elmaya da,
bibere de aynen yansıyor, ikisi de kırmızıdır. Birisini tatlandırıyor, diğerini
acılaştırıyor, ikisine de ihtiyacımız vardır. Bu nefis gıdaları bulamasaydık
açlıktan ölmemek için elimize ne geçerse yemek zorunda kalacaktık...
Huzur içinde
yaşayabilmemiz için yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar bize hizmet ediyor,
ücret de talep etmiyorlar, grev yaptıkları da yoktur! Mesela Güneş diyebilir
ki: "Ben insanlara binlerce yıl ışık ve hayat verdim, bana bir
teşekkür bile etmediler, ben de artık onlara olan bu iyiliğimi yapmayacağım, ne
hâlleri varsa görsünler!.." O zaman, bizim de dünyamızın da işi biterdi...
Bu kadar mükemmel ve
kusursuz bir şekilde yaratılan ve bize hizmet eden tabiatı gördükçe,
düşündükçe; Rabbimizin kudretini, nelere kadir olduğunu ve bizi ne kadar çok
sevdiğini gözlerimizle görüyor ve hayranlıkla seyrediyoruz. Böyle tefekkür
bizlere Rabbimizi daha güzel tanıtıyor ve sevdiriyor...
Dünyaya gelmiş ve
gelecek bütün insanların nazlı bir misafir gibi karşılandığına şahit oluyoruz.
Bunu düşünen, bu şuurla yaşayan insan çok kıymetlidir. Henüz dünya hayatında
iken cennet hayatını yaşamaya başlar. Cenneti göğsünde olur, nereye giderse onu
da beraberinde götürür...
Ellerimiz ve
ayaklarımız olmadan dünyada rahat edemeyeceğimiz bilindiği için annemizin
rahminde bize ihsan edildi. Ahirette de ebedi saadete kavuşabilmemiz için bize
bazı emirler, bazı yasaklar bildirildi. Verilen emirleri yapar, haramlardan
sakınırsak; dünyada rahat bir ömür geçirdiğimiz gibi ahirette de huzur içinde
oluruz...
İbadetlerimizi ihlasla yaparsak; az da olsa kıymetlidir. Başkaları beğensin, takdir etsin diye yapılırsa çok olsa da hiçbir işe yaramaz...