Bayramı da, dua ve istiğfarla geçirmeli
04/05/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Bayramlarda da,
ölülere, dirilere çok dua ve istiğfâr etmeli. Onlar için sadaka
vererek yardım etmeli, imdatlarına yetişmelidir.
İnsan, bu dünyada
kalmak için yaratılmadı. Dünyada iş yapmak, çalışmak için yaratıldık.
Çalışmalıyız! Çalışıp da, kazanıp da ölen bir kimse için korkacak bir şey
yoktur. Hatta, böyle ölmek, bir devlet ele geçirmektir. Ölüm bir köprü gibidir.
Sevgiliyi sevgiliye kavuşturur. Ölmek, felâket değildir. Öldükten sonra başına
gelecekleri bilmemek felâkettir.
Bayramlarda, Ramazan-ı
şerifte ve başka zamanlarda, ölülere de, dirilere de çok dua ve
istiğfâr ederek, onlar için sadaka vererek onlara yardım etmeli, imdatlarına
yetişmelidir. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Ölünün
mezârdaki hâli, imdât diye bağıran, denize düşmüş kimseye benzer. Boğulmak
üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, meyyit de,
babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler.
Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsi kendine verilmiş gibi sevinmekten
daha çok sevinir. Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebiyle, ölülere dağlar
gibi çok rahmet verir. Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve
istiğfâr etmektir.)
İmân ile
ölenlere hatm-i tehlîl yapmak, yani 70.000 Kelime-i tevhîd
okuyup, sevâbını rûhuna hediye etmek çok faydalıdır...
***
Silsile-i aliyye ismi
verilen büyük âlimlerden Mazher-i Cân-ı Cânân “kaddesallahü
teâlâ sirrehül’azîz” hazretleri, ömrünü uygunsuz işler yaparak geçiren
bir kadının kabri yanına oturmuştu. Kabre teveccüh eyledi. Yani hâtırına başka
hiçbir şey getirmeyip; yalnız onu düşündü. Bu mezârda Cehennem ateşi var.
Kadının imânlı olmasında şüphe ediyorum. Rûhuna (Hatm-i tehlîl) sevâbı
bağışlayacağım. İmânı varsa, affolur buyurdu. Hatm-i tehlîlin sevâbını
bağışladıktan sonra, elhamdülillah îmânı varmış, Kelime-i tayyibe tesîrini
gösterip azaptan kurtuldu buyurdu.
(Miftâh-un-necât) kitabında yazılı hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, müminler için, her gün yirmibeş kerre, istiğfâr okursa, Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden gıl ve hasedi çıkarır. İsmi, Ebdâl isimleri arasına yazılır. Ona, bütün müminler adedince, sevâp yazılır. Kıyâmet günü, bütün müminler: Yâ Rabbî, bu kulun bizim için, istiğfâr okurdu. Sen de onu affeyle! derler) buyuruldu. Gıl, hile demektir. Ebdâl, Evliyâdan bir sınıfın ismidir. Bunun için her gün, (Allahümmağfir lî ve li-vâlideyye ve lilmü’minîne vel-mü’minât vel-müslimîne vel-müslimâtil-ahyâ-i minhüm vel-emvât bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn) okumalıdır. Manası: “Ya Rabbî! Beni, ana-babamı, ölmüş ve hayatta olan bütün Müslümanları rahmetinle af ve mağfiret eyle! Ey merhametli olanların en merhametlisi olan Allahım!”