Bir müminin kalbini incitmek!..
04/09/2024 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi anlatıyor:
Nesef'te biriyle münâkaşa etmiştim.
Kalbini incitmiştim o Müslümanın.
Ayrıca özür de dilememiştim kendisinden...
Oradan ayrıldım.
Hocama geldim.
Fakat o da ne?!.
Hocam yüzüme bakmıyordu.
Ve hiç iltifat etmiyordu.
Şaşırıp kaldım.
Sebebini anlayamadım.
Araya sevdiği talebeden bâzısını koydum.
Ama fayda etmedi.
Çok üzülüyordum!
Sonunda dayanamayıp;
“Hocam! Farkında olmadan bir hatâm olduysa özür
dilerim” dedim.
Bana baktı.
Ve sordu ki:
“Nesef'te bir müminle münâkaşa edip kaba sözler
söyledin. Üstelik özür de dilemedin, değil mi?”
Başımı önüme eğip;
“Evet efendim” dedim.
Hatâmı anlamıştım.
O zaman;
“Bir mümini incitmenin, Kâbe'yi yıkmaktan daha büyük
günah olduğunu bilmiyor musun oğlum? Ondan özür dileyip helâllik almadıkça,
bizim sohbetimize gelme!” buyurdu.
“Başüstüne” dedim.
Ve süratle gittim.
Buldum o kimseyi.
Özür dileyip helâllik aldım. Bunu
hocama söyleyince affettiler beni. Böylece sohbetlerine dâhil olabildim.