Bayramın manası nedir?
04/06/2019 Salı Köşe yazarı R.A
Müminler, Ramazân Bayramında, Allahü teâlânın farz kıldığı ramazân orucunu
tutabildikleri için çok sevinirler, bunu bayram kabul ederler.
Bir gün, Hazret-i Ali Efendimiz, bir kalabalığı eğlence
içinde görüp, böyle eğlenip neşelenmelerinin sebebini sorduğunda,
onlar, "Bugün bizim bayramımızdır" dediler. Bunun
üzerine Hazret-i Ali (radıyallahü anh) de; "Günâh işlemediğimiz günler
de, bizim bayramımızdır" buyurdu.
Yine bir Müslümân rûhunu teslîm edeceği (vefât edeceği)
zaman, rahmet meleklerini, Cennetteki nimetleri görünce, onları
görmenin zevkiyle gülerek cânını verince, böyle cân verme vaktinin de
Müslümânın bayramı olduğu bildirilmiştir.
Ayrıca İslâm büyükleri, bir Müslümânın, Allahü teâlânın emirlerine
uyup, yasaklarından sakınarak, günâh işlemeden, harâm lokma yemeden geçirdiği
günleri de bayram kabul etmişlerdir.
İmâm-ı Gazâlî (rahmetullahi aleyh) de, bayram denilmesinin
sebeplerini şöyle açıklamaktadır:
“1- Müminler, Ramazân Bayramında, Allahü teâlânın farz kıldığı ramazân
orucunu tutabildikleri için çok sevinirler, bunu bayram kabul
ederler.
2- Bayramlar her sene tekrar geliyor. Bu sevinçli gün tekrârlandığı
için, bayram denilmiştir. [Zâten bayram manasına gelen “îd” kelimesi
de “avdet” kökünden gelmektedir.]
3- Bayramda Allahın ihsânı bol oluyor; bol bol ihsâna kavuşulduğu
için bayram denilmiştir.
4- Bayram günü gelince, sevinç ve neşe de geliyor; üzüntüler unutuluyor.
Bunun için bayram denilmiştir.”
Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ise, iki hadîs-i
şerîfinde şöyle buyurmuştur:
“Bir kimse, ramazân ayında oruç tutmayı farz bilir (yani vazîfe bilir)
ve orucun sevâbını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günâhları afv olur.” [Sahîh-i Buhârî]
“Allah, Kadir gecesini, ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere
vermemiştir.” [Deylemî]
BAYRAMLARIN TOPLUMDAKİ ÖZEL YERLERİ
Bayramların, cemiyet hayatımızda çok özel yerleri vardır. Şöyle ki:
Evlerde, bayram için büyük hâzırlıklar yapılır.
Bayram günü, çocuklar, gençler, olgunlar ve yaşlılar, bayram namazı için
grup grup câmilere doluşurlar, büyük bir huşû içerisinde namazlarını edâ
ederler.
Bayram namazından sonra bütün Müslümânlar birbirlerinin bayramlarını tebrik
ederler, daha sonra âile büyükleri, akrabâ, eş-dost ve komşuları ziyâret
ederek, büyüklerin ellerini öpüp duâlarını alırlar. Bayramlar, sevgi ve
saygının artmasına vesîle olur.
Bayramlarımızdaki güzel âdetlerimizden biri de, yetîmler, fakîrler,
garîpler ve çocukların çeşitli şekillerde sevindirilmeleri, yardıma muhtâç
kimselere yardım ellerinin uzatılması, ictimâî yardımlaşma ve dayanışmanın
tezâhür etmesidir.
Dînî bayramlar, milletimizin birlik ve berâberliğine ve dargınların,
küskünlerin barışmalarına vesîle olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine
sebep olmaktadır. Çünkü kabirler ziyâret edilmekte, rûhlarına Fâtiha, İhlâs,
diğer sûre ve duâlar gönderilmektedir.
Bütün dünyâda dîn ve diyânetlerini, ırz ve nâmûslarını, cân ve mâllarını,
vatan ve memleketlerini, bayrak ve devletlerini müdâfaa ederken şehîd düşen,
bayrama yetişemeyen Müslümânlar da unutulmamakta, onlar için de Kur’ân-ı kerîm
okunup rûhlarına gönderilmektedir. [Cenâb-ı Hak, sevdiklerimizle birlikte, daha
nice bayramlara kavuştursun.]