"Son nefeste imân selâmeti ver Allahım"
06/06/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Ey kerîm olan Allahım! Günahlarımız çoktur. Fakat senin lütfundan
ümit kesmiyoruz."
Abdullah Pervîz Efendi, Kanunî Sultan Süleymân ve İkinci Selîm Han zamanı
âlim ve kadılarındandır. 987 (m. 1579)’da Mekke-i mükerremede vefât
etti. Bir sohbetinde buyurdu ki:
Bütün günahlarına vakit geçirmeden tövbe etmelidir. Resûlullah (sallallahü
aleyhi ve selem); “Tövbe eden hiç günah işlememiş gibi olur” buyurdu.
Tövbe; haram işledikten sonra pişman olup, Allahü teâlâdan korkmak, bir daha
yapmamaya azmetmek, karar vermektir. Yani tövbe etmeye sebep, yalnız Allah
korkusu olmalıdır. Dünyâda zarar hâsıl olmasından korkarak pişman olmak tövbe
olmaz. Kazası ve istihlâli (helâlleşmesi) lâzım olmayanlarda tövbe, kalb ile
pişman olup, bir daha işlememek için tövbe etmek ve dil ile istiğfar etmekle
olur. Eğer üzerinde kul hakkı varsa sahibi veya vârisi ile helâlleşmelidir.
Eğer hiçbir şekilde hak sahibini bulup hakkını ödeyemezse ve hak sahibi mümin
ise, ona hayır duâ etmeli, onun günahlarının affı için Allahü teâlâdan mağfiret
dilemeli, onun için sadaka vermelidir. Sevaplarını hak sahibine bağışlamalı,
âhirete borçlu gitmemeye çalışmalıdır. Eğer Allahü teâlâ ile ilgili ise; kazası
lâzım olan ibâdetleri kaza etmeli, keffâreti lâzım olanların keffâretini yerine
getirmelidir. Meselâ oruç keffâretinde, kaza için bir gün keffâret için altmış
gün oruç tutmalıdır.
Allahü teâlâ sevdiği kulunu derde müptela eder. Çektiği eziyet ve
sıkıntılar, günahlarının affolmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olur.
Başkalarının da ibret almasına sebep olur.
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Kâmil tövbe yedi şeyden yedi şeye
dönmektir. Biri, cehâletten ilme dönmektir. Yani ilm-i hâlini öğrenmektir.
İkincisi, günah işlemekten tâate dönmektir. Üçüncüsü, haramdan helâle
dönmektir. Dördüncünü, yalandan doğruya dönmektir. Beşincisi, riyadan ihlâsa
dönmektir. Altıncısı, kibirlenmekten alçak gönüllülüğe dönmektir. Yedincisi,
bütün gece uyumaktan bir miktar namaz kılmaya dönmektir.”
Abdullah Pervîz Efendi, vefatından kısa bir zaman evvel şöyle dua etti:
“Ey varlığının evveli olmayan! Ey dâima var olan, varlığı lâzım olan ve ey
hiç yok olmayan Allahım! Sen kerem ve ihsân sahibisin. Küçük ve büyük
işlerimizi, her zaman kendi inâyetinle doğruluktan ayırma. Son nefesimizde imân
selâmeti verip, bizi gaflette bırakma. Ey kerîm olan Allahım! Gerçi
günahlarımız çoktur. Fakat senin lütfundan ümit kesmiyoruz. Kendi kereminle
bizi dergâhına kabul et.”