Zaman su gibi akıp gidiyor...
06/06/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Böyle mübarek gün ve gecelere bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz mıyız
belli değildir. Her geçen gün, bizi ölüme bir adım daha yaklaştırıyor.
Bugün bayramın üçüncü günü... Sevinçliyiz, çünkü on bir ayın sultanı,
rahmet mağfiret ve cehennemden kurtuluşa vesile olan mübarek bir ay ve sonunda
da bayramla şereflendik. Bunun için Allahü teâlâya ne kadar hamdetsek
azdır...
Böyle mübarek gün ve gecelere bir daha kavuşabilir miyiz, kavuşamaz mıyız
belli değildir. Zaman su gibi akıp gidiyor... Her geçen gün, bizi ölüme
bir adım daha yaklaştırıyor. İnsanoğlu dünyaya geldiği günden itibaren her an
ölüme doğru ilerliyor. Ondan kaçış mümkün değildir. Bir yerden kaçmaya çalışan
kişi gittikçe ondan uzaklaşır. Ölüm hariç ondan ne kadar kaçarsak, ona doğru
koştuğumuzu bir gün çok iyi anlayacağız...
Ölümü hatırlayan, ona hazırlanır. Kabre girmeden kabrini
genişletir, nurlandırır.
Ölümü hatırlayan, zengin ise mağrur olmaz, şımarmaz, insanlara
yukarıdan bakmaz. Gücü yettiği kadar herkese iyilik yapar. Fakir ise çok
üzülmez. Sıkıntıların, hastalıkların biteceğini ve rahata kavuşacağını
düşünür.
Ölümü hatırlayan, tövbesini geciktirmez. Ölümün genç, ihtiyar ayırımı
yapmadığını bilir. Ne zaman, nerede, nasıl geleceği belli değildir. Bazı
insanlar, "Şu yaşıma gelsem tövbe edeceğim, hacca gideceğim, günahlardan
sakınacağım" diyor. Hâlbuki yarına çıkacağı belli değildir. Kendisini,
saracak kefeni dokunmuş olabilir! Zavallının haberi yoktur.
Ölümü hatırlayan ibadetlerini zevkle yapar. Onunla kabre girecek olan
yalnız onun amelidir. Güzel bir hayat yaşamış ise güzel yüzlü bir insan
suretinde yanına gelir, kendini tanıtır. Kıyamete kadar seni yalnız bırakmam
diye sahibini yalnızlıktan kurtarır. Kötü bir hayat yaşayan adamın ise ameli
korkunç bir canavar şeklinde gelir, kıyamete kadar ona sıkıntı ve azap
çektirir.
Bir insan ne kadar çok sevilirse sevilsin, hiç kimse onunla birlikte kabre
girmez. Ameli ile baş başa kalır.
Ölümü hatırlayan, merhametli olur. Bütün canlılara acır, onlara yardım
eder. Bir gün Hazreti Aişe validemize (raddıyallahü anha) bir hanım gelir.
Kalbinin katılığından şikâyet eder ve çaresini sorar. O da "Bunun çaresi
ölümü çok hatırlamaktır" buyurur. Bir zaman sonra aynı hanım gelir
teşekkür eder, arzusuna kavuştuğunu arz eder.
Ölümü hatırlayan, kanaat sahibi olur. Fakirlikten kurtulur. Kanaat
sahibi olmayanın gözü doymaz. Daima muhtaçtır, gözünü toprak doyurur
ancak. "Altından ağacın olsa gümüşten yaprak/Akıbet gözünü doyurur
bir avuç toprak" demişlerdir...
Sevineceğimiz ve neşeleneceğimiz böyle bir günde sizlere ölümden
bahsettik! Ne yapalım ki bu da hayatın bir gerçeği. Akıllı insan zaten
ölümü hiç unutmaz ki!..
Rabbimiz daha nice mübarek ramazan aylarına ve peşinden gelen nice
böyle bayramlara kavuşmamızı nasip eylesin...