Ehl-i sünnetin reisi İmam-ı a’zam
06/05/2022 Cuma Köşe yazarı A.D
İmam-ı Malik: “Bu zatı
tanıyor musunuz? Bu zat, Ebu Hanife Numan bin Sabit’tir. Eğer şu ağaç direk
altındır dese, ispat eder!”
İmam-ı a’zam
hazretleri, Ehl-i sünnetin reisidir... Asıl adı Numan’dır. 80 (m.
699) senesinde Kufe’de doğup, 150 [m.767]’de 6 Mayıs'ta Bağdat’ta
şehit edildi. Yani bugün o mübarek zatın vefat yıl dönümüdür...
Fıkıh bilgilerini,
Ehl-i sünnet itikadını toplayan İmam-ı a’zam hazretleri, bunları yüzlerce
talebesine öğretip, kitaplara geçirilmesine sebep oldu...
Derin ilmi, keskin zekâsı, aklı, zühdü, takvası, hilmi, salahı ve cömertliği
yüzlerce kitaplara yazılıp anlatılmıştır...
İmam-ı a’zam
hazretleri, ilim öğrenmeye başlayışını kendisi şöyle anlatır:
-Bir gün zamanın âlimlerinden Şabi’nin yanından geçiyordum, beni çağırdı ve;
“Nereye devam ediyorsun?” dedi. Ben de; “Çarşıya, pazara!” dedim. “Maksadım o
değil, âlimlerden kimin dersine devam ediyorsun?” dedi. “Hiçbirinin dersinde
devamlı bulunamıyorum” dedim. “İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile görüşmeyi
sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve kabiliyetli bir genç olduğunu
görüyorum” dedi. Onun bu sözü bende iyi bir tesir bıraktı. Çarşıyı, pazarı
bırakıp, ilim yolunu tuttum...
İmam-ı
a’zam, hocası Hammad’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip
emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur
oldu... Tasavvuf bilgilerini ise Muhammed Bakır, ondan sonra da Silsile-i
aliyyenin büyüklerinden olan Cafer-i Sadık hazretlerinden öğrendi.
Abdullah ibni Mübarek
anlatır:
İmam-ı a’zam Ebu
Hanife İmam-ı Malik hazretlerinin yanına geldiğinde ayağa kalkıp
ona hürmet gösterdi. O gittikten sonra yanındakilere “Bu zatı tanıyor
musunuz? Bu zat, Ebu Hanife Numan bin Sabit’tir. Eğer şu ağaç direk altındır
dese, ispat eder” dedi...
İmam-ı a’zam
hazretleri ticaretle de uğraşırdı. Talebelerinin ihtiyaçlarını kendi
kazancından karşılardı. Talebelerini o kadar mükemmel yetiştirmişti ki,
başkalarının uzun zamanda buldukları hükümleri onlar kısa zamanda bulurdu. Onun
ders usulünü ve talebelerini görmek için gelen, aralarında Tabiinin
büyüklerinin de bulunduğu ilmî bir heyet onların bu üstünlüğünü,
başarısını görerek büyük bir memnuniyetle ayrılmışlardır. Talebelerine; “Sizler
benim kalbimin sevinci, hüznümün tesellisisiniz” buyururdu...
Hasılı imam-ı a’zam Ebu Hanife, İslamiyet’in, Müslümanlardan doğru bir itikad (Ehl-i sünnet itikadı), doğru bir amel ve güzel bir ahlak istediğini bildirmiş, ömrü boyunca bu kurtuluş yolunu anlatmıştır. Vefatından sonra da yetiştirdiği talebeleri ve kitapları asırlar boyunca gelen bütün Müslümanlara ışık tutmuş ve rehber olmuştur... Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin. Âmin...