Kız babası için damat seçimi çok önemlidir...
27/01/2021 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Evlat hakları -4-
Gelibolulu Süleyman Efendi'nin torunu Abdurrahman bin Muhammed,
Osmanlı Şeyhülislamının damadı idi. "Mecma’ul-enhür" adındaki (Mülteka
şerhi) kitabı, "Damat" ismi ile meşhurdur.
1668 senesinde vefat etti. Abdurrahman bin Muhammed hazretleri;
ana-babası, küçükken vefat etmiş olup Edirnekapı’nın dışında iki odalı bir bağ
evinde yaşıyordu... Medresede talebe iken, karlı bir kış gecesi mum
ışığında, evinde ders çalışıyordu. O gece kapısı çalındı. Besmeleyle açtı
ve genç bir kızın beklediğini gördü. Ona, "Efendim, evimizde yangın çıktı.
Kaçarken yolumu kaybettim, evimi bulamadım. Bir ışık gördüm. Sığınmak için
buraya geldim. Dışarısı çok soğuk. Beni bu gece misafir alır
mısınız?" dedi. "Peki" deyip, içeri aldı. Yandaki odayı
gösterdi. Kendisi yine ders çalışmaya devam etti...
Aradan biraz zaman geçince, kız endişeye kapıldı. Acaba bu genç kendisine
ne yapacaktı? Merak edip kapı aralığından baktı. Talebe ders çalışırken, arada
bir elini mum alevine tutuyor, yanınca geri çekiyordu. Bu hâl sabaha kadar
devam etti. Sabah olunca kızcağız evine gitti. Ailesi perişandı. Kızının
geceyi nerede geçirdiğini sordu. “Bütün gece seni aradık” dediler. Kız da,
“Evimizin yolunu kaybedince, Edirnekapı civarında şehre uzak bir yerde bir ışık
gördüm. İki odalı bir kulübeydi. Oraya sığındım. Bir genç ders çalışıyormuş,
beni içeri aldı” dedi. Babası şaşkına döndü ve;
"Kızım ne diyorsun sen? Yalnız yaşayan bir gencin evinde nasıl
kalabildin?" deyince kız, “Baba korkma, benim yüzüme bile bakmadı. Beni
öbür odaya geçirdi. Sabaha kadar ders çalıştı. Bir ara kapı aralığından baktım,
dersine ara verip yanan mumda parmağını yakıyordu. Sabaha kadar buna devam
etti” dedi...
Bu, bir Osmanlı şeyhülislamının kızıydı. İki asker gönderip, genci makamına
getirtti ve ona;
“Dün gece benim kızım yolunu kaybetmiş, sizin eve misafir olmuş, doğru mu?”
diye sordu. Genç de, “Evet efendim doğrudur” dedi. “Ders çalışırken ara verip,
arada bir parmağını muma tutup yakmışsın, sonra elini çekip derse devam
etmişsin. Bu hâl sabaha kadar devam etmiş. Neden ara sıra parmağını
yaktın?" diye sorunca, genç cevabında;
“Efendim, ders çalışırken şeytan vesvese verdi. Ben de, eğer şeytana
uyarsan, yarın vücudunun tamamı yanacak. 'Şimdi sadece parmağının acısına
dayanamıyorsun. Bütün vücudun yanınca nasıl dayanacaksın' dedim ve parmağımı
sabaha kadar muma tuttum... Kızınızın yüzüne bile bakmadım” dedi. Kızına, namaz
kılan ve haram işlemeyen bir damat arayan Şeyhülislam da;
“Artık benim damadımsın, kızımı sana verdim. Her türlü tahsil masrafların
da bana aittir” deyip, seçimini yapmıştı... İşte daha sonra, bu gencin yazdığı
çok kıymetli bir fıkıh kitabı, hep "Damat" olarak
bilindi.