Hocaya saygı göstermek, ilme saygı göstermektir...
31/01/2021 Pazar Köşe yazarı V.T
İlim talep eden, hocasına saygı göstermedikçe öğrendiği bilgiden
faydalanamaz.
Ebû Zekeriyyâ Cemâlüddîn Harrânî hazretleri Hanbeli fıkıh âlimidir.583 (m.
1187)’de Urfa-Harran'da doğdu. Bağdat, Musul ve Şam'da büyük âlimlerden ilim
tahsil etti. Emeviyye Camii'nde ders verdi ve aralarında Zehebî'nin bulunduğu
birçok talebe yetiştirdi. 678 (m. 1279)’da Şam'da vefat etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
Bilinmeli ki, ilim talep eden, ilme ve hocasına saygı göstermedikçe,
ilme kavuşamaz ve öğrendiği bilgiden faydalanamaz. İlmi elde etmede
maksadına ulaşanlar, ancak ilme ve hocaya saygı ile ulaşmışlardır. İlimde
gayesine ulaşamayanlar ise, ancak bu duruma, saygıyı terk ettikleri için
düşmüşlerdir. Bir İslâm âlimi şöyle buyuruyor: “Saygı tâatten hayırlıdır.” Öyle
ki, insan Allahü teâlâya isyan etmekle, günah işlemekle kâfir olmaz, ama Allahü
teâlânın emir ve yasaklarını küçümsemek sûretiyle saygısızlıkta bulunursa kâfir
olur.
Hocaya saygı göstermek, ilme saygı göstermektir. Hazreti Ali şöyle
buyurmuştur: “Hoca hakkını, her Müslüman üzerine, korunması çok lüzumlu olan en
büyük bir hak olarak gördüm.” Üstünlüğü yüzünden, öğrettiği her harfe karşılık,
hocaya bin dirhem para hediye edilse azdır. Yani hoca hakkı ödenilemez.
Çünkü kişiye, dînî konularda muhtaç olduğu her harfi öğreten kişi, dînen onun
babası sayılır.
Talebe, hocasının karşısında şunlara dikkat etmelidir: 1. Hocasının önünden
yürümemelidir. 2. Hocasının yerine, makamına oturmamalıdır. 3. İzin almadan
hocasının yanında konuşmamalıdır. 4. Hocasına müsait zamanlarda soru
sormalıdır. 5. Derse vaktinde gelmelidir. 6. Hocanın, Allahü teâlâya isyana
sebep olmayan emirlerini yerine getirmelidir. Fakat Allahü teâlâya isyan söz
konusu olduğu zaman, kula itaat yoktur.
Şöyle anlatılır: İmâm-ı Şems-ül-eimme el-Hulvânî bir gün Buhârâ dışına çıkmıştı. Başına gelen bir hastalık yüzünden, bir köyde günlerce kalmak zorunda kaldı. Bu esnada bütün talebeleri kendisini ziyârete geldiler ve geçmiş olsun dileklerinde bulundular. Fakat talebelerinden Kâdı Ebû Bekr ez-Zencî, ziyâretine gitmedi. Daha sonra kendisi ile karşılaştığında, el-Hulvânî ona neden ziyâretine gelmediğinin sebebini sorunca, o da; “Annemin hizmeti ile meşgûl idim” dedi. Bunun üzerine el-Hulvânî ona; “Sen çok yaşarsın, ama ders okutma zevkine kavuşamazsın” dedi. Gerçekten de hocasının dediği gibi olmuş, Kâdı Ebû Bekr ez-Zencî, hayatının büyük bir kısmını köylerde geçirmiş ve ders okutma zevkine kavuşamamıştır...