Bazı âyet-i kerimelerin neshi hakkında...
08/02/2020 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Kur’ân-ı kerimde bazı âyetler, sonra gelen diğer âyetlerle veya hadis-i
şeriflerle neshedilmiştir.
İbn-i Şüreyh hazretleri meşhur Kıraat âlimidir. 392'de (m. 1002) Endülüs’te
(İspanya) İşbîliye'de (Sevilla) doğdu. Mıdır ve Hicaz’a giderek zamanın büyük
âlimlerinden kıraat tahsil etti ve tekrar Endülüs’e döndü. 476'da (m. 1084)
İşbîliye'de vefat etti. Şöyle buyurdu:
Kur’ân-ı kerimde bazı âyetler, sonra gelen diğer âyetlerle veya hadis-i
şeriflerle neshedilmiştir. Nesh, emir ve yasakların yürürlükten kaldırılması
veya değiştirilmesi demektir. Allahü teâlânın, Hazret-i Âdem’den itibaren gönderdiği
dinlerin hepsi itikatta aynı, amelde ise farklıydı. Sonra bütün dinleri
neshedip, İslamiyet’i göndermiştir. Kur’ân-ı kerim 23 senede indi. Bu zaman
zarfında bazı hükümler tedrici olarak indi. Mesela, içki önce haram değildi.
Bir âyet inip fayda ve zararından bahsedilmiş, zararı daha fazladır denilerek
bırakılması istenmiş; fakat kesin olarak haram edilmemişti. Daha sonra kesin
olarak haram edildi. Neshin çeşitleri şunlardır:
1- Âyetin, âyet ile neshi: Bekara sûresinin 180. âyetinde, ölüm hastasının ana,
baba ve yakınları için vasiyette bulunma şartı vardı. Nisa sûresinin 11.
âyetinde, herkesin ne kadar miras alacağı bildirilmiş ve böylece vasiyet şartı
kaldırılmıştır. Nisa sûresinin, (Yeminlerinizin bağladığı kimselere de
hisselerini veriniz) mealindeki 33. âyetine göre, akraba olmayan iki kişi
yeminleşir ve biri diğerine mirasçı olurdu. Ama Enfal sûresinin, (Yakın
akrabalar vâris olmaya daha uygundur) mealindeki 75. âyeti ile neshedildi. Nur
sûresinin, (Zina eden ancak zina edenle evlenebilir) mealindeki 3. âyeti, Nur
sûresi 32. âyeti ile ve İbni Mace’nin bildirdiği (Önceki zina, nikâhı haram
kılamaz) hadis-i şerifi ile neshedildi. Dört mezhepte de, zina eden, zina
etmeyenle ve zina etmeyen, zina edenle evlenebilir.
2- Âyetin, sünnet ile neshi: Bekara sûresinin (Ölüm gelince, ana baba ve
yakınlara vasiyet farzdır) mealindeki 180. âyeti, (Vârise vasiyet yoktur)
hadis-i şerifi ile neshedildi. Zekât verilmesi bildirilen 8 sınıftan biri olan
Müellefe-i kulub, iman etmesi veya kötülükleri önlenmek istenilen kâfirler ve
yeni iman etmiş olan zayıf Müslümanlar idi. Hazret-i Ebu Bekir zamanında,
Beyt-ül-mal emini olan Hazret-i Ömer, (Zekâtı Müslümanların zenginlerinden al,
fakirlerine ver) mealindeki Muaz hadisini bildirip, (Müellefe-i kulub’a zekât
verilmesini Resulullah neshetti) dedi. Eshab-ı kiramın hepsi, bunu kabul etti.
Neshedilmiş olduğuna ve bunlara zekât verilmemesi gerektiğine icma hasıl oldu.