"İnşâallah bu musîbet üzerinizden kalkar!.."
18/12/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Buhârâlı Mehmed Efendi evliyânın büyüklerindendir. Buhârâ’da
doğdu. Memleketinde ilim tahsîlini tamamladıktan sonra tasavvufta yetişmek
üzere Nakşibendiyye yolunun büyüklerinin sohbetlerinde bulundu. Onlardan feyiz
alarak kemâle erdi. Sonra İstanbul'a geldi. Daha sonra Tuna beldesinde
Silistre'ye yerleşti. 1591 (H.1000) senesinde orada vefât etti. Menkıbelerinden
bâzıları şöyle nakledilmiştir:
Bir defâsında bahçelerin arasından geçerken bir bahçe sâhibinin
kiraz topladığını gördü. Bir miktar kiraz almak istedi. Ancak kirazın sâhibi;
"Kurtludur, size yaramaz" diyerek vermek istemedi. Bu cevap
karşısında; "Öyle olsun kardeşim!" diyerek oradan ayrılıp gitti. O
günden sonra o bahçe sâhibinin kirazlarına bir çeşit kurt musallat oldu. Etrâfa
da yayıldı. Beldenin ahâlisinden onu tanıyanlar yanına toplanıp, hallerini
anlattılar. Hürmet göstererek duâ etmesini istediler. Bunun üzerine;
"İnşâallah bu musîbet üzerinizden kalkar" buyurup, duâ etti. O sene
mevcud kiraz ağaçları gâyet bol kiraz verdi ve hiç kurt görülmedi.
Talebelerinden bir zât şöyle anlatmıştır: "Bir gün Muhammed
Buhârâlı hazretleri, Tuna Nehri kenarında bir bahçede sohbet ediyordu. O sırada
bahçede birdenbire pekçok yılan gözüktü. Etrâfı sarmışlardı. Tuna Nehrine doğru
sürünüyorlardı. Biraz gittikten sonra sürü hâlinde âniden geri dönüp bahçede
sağa sola sürünerek koşuşmaya başladılar. Bahçe, yılanların istilâsından alt
üst oldu. Yılanlar bütün yeşil otları sürü hâlinde ezdiler. Muhammed Buhârâlı
hazretlerinin sohbetinde bulunanlar bu hâli görünce çok korktular. Şaşırmış bir
halde ona; "Efendim bu korkunç ve tehlikeli halden bizi kurtarınız!"
dediler. Bunun üzerine bana bastonunu verip; "Falan yerde bir ejderha,
ağaç çubukları arasına sıkışıp kalmıştır. Bastonumu al git onu kurtar, korkma,
sen onu kurtarınca diğer yılanlar da onun peşinden çekip giderler" dedi.
Bastonu alıp etrâfı sarmış olan yılanlar arasından geçerek târif edilen yere
vardım. Orada ağaç çubukları arasına sıkışmış ejderha gibi büyük bir yılan
gördüm. Onu sıkışıp kaldığı yerden kurtardım. Kurtulunca gitmeye başladı.
Bahçeyi saran yılan sürüsü de onun peşinden çekilip gitti. Ben hocamın emriyle
bu iş için yılanlar arasından elimde baston olduğu hâlde içime hiç korku
düşmeden gâyet rahat bir şekilde gidip geldim...
Bu hâdiseden bir iki sene sonra Eflâk halkı isyân etti. Tatarlar
o beldeyi istilâ ve perişan ettiler.