"Ebül Vefâ'nın haberi olmasın!"
09/10/2019 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Konya’da dünyâya gelen Seyyid Ebül Vefâ hazretlerinin
kabr-i şerîfi İstanbul’un Vefâ semtindedir.
Bu zât, bütün talebesiyle birlikte Bağdat'tan çıkıp yurduna dönmeye karar
verdi.
Hazırlıklarını yaptı...
Gidip gemiye bindiler.
Sultân da uğurlamak için rıhtıma gidecekti.
Gitmeden kâtibini çağırdı.
Ve ona; “Falan falan köylerin gelirlerini Ebül Vefâ hazretlerine
kaydet” diye emretti.
Kâtip de; “Başüstüne” dedi.
Ve emri îfâ etti.
Sultân, bu hususta bir de ferman yazdırdı.
Ve bir memura verip;
“Bundan Ebül Vefâ hazretlerinin haberi olmasın!” dedi.
Memur, fermânı aldı.
Ve koydu cebine.
Sonra rıhtıma gittiler.
Ebül Vefâ hazretlerine;
"İyi yolculuklar" temennîsinde bulundular.
Yolcular birer ikişer bindiler gemiye.
Ebül Vefâ hazretleri de bindi.
Ama gemi duruyordu...
Hareket etmiyordu.
Ebül Vefâ hazretleri, niçin gitmediğini anlayıp o memura;
“Cebindekini çıkar!” buyurdu.
Memur şaşırdı!
“Peki efendim”, dedi.
Ve çıkardı fermânı cebinden.
Hürmetle takdîm etti.
O alıp okuyunca yırttı.
Ve suya attı.
O anda gemi hareket etti...