Kalbinde zerre kadar kibir varsa!..
02/05/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
Hakkı bildiği hâlde inkâr etmek ve
doğruyu kabul etmekten ar eylemek kibir alâmetidir.
Şemseddîn Efendi Osmanlı
Şeyhülislâmlarının onaltıncısıdır. "Kâdızâde" diye tanınır. 918 (m.
1512)’de dünyâya geldi. 988 (m. 1580)’de İstanbul’da, Fâtih’te vefât
etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Kalbin hastalıklarından biri de, hak
sözü kabul etmemekte inat etmektir. Hakkı bildiği hâlde inkâr etmek ve
doğruyu kabul etmekten ar eylemek kibir alâmetidir. Resûlullah efendimiz
(sallallahu aleyhi ve sellem) “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan kimse
Cennete girmez” buyurdu.
Hiçbir kıymeti olmayan dünyalık şeylere
karşı haris olmaktan, yani başkasının elinde olan malda gözü olmaktan
sakınmalıdır. Tamah ve bahilden de (cimrilikten de) sakınmak lâzımdır.
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Dikkat ediniz! Allahü
teâlânın Cennetine koymayı vadettiği ve benim de kefil olduğum kimseler
cömertlerdir. Allahü teâlânın Cehennemine koyacağını bildirdiği kimseler
cimrilerdir” buyurunca, Eshâb-ı kirâm (radıyallahu anhüm); “Cömert ve
bahil kimdir?” diye suâl ettiler. Resûlullah efendimiz; “Cömert, malında bulunan
Allahü teâlânın hakkında cömertlik edendir. Bahil, Allahü teâlânın hakkını
menedendir ve Rabbine cimrilik edendir. Haramdan kazandığını isrâf ederek
dağıtmak cömertlik değildir” buyurdular.
Tamah sahibi, ağzında kemik bulunan
köpeğe benzer ki, bu köpek bir su üzerine varınca, suda görünen kendi şeklini
başka bir köpek zanneder. Onun ağzındaki kemiği alacağım derken kendi ağzındaki
kemiği de kaybeder.
Hazreti Âdem (aleyhisselâm) bir kimse
gördü. “Sen kimsin?” dedi. “Ben akılım” dedi. Hazreti Âdem; “Makamın
nerededir?” dedi. “Makamım dimağdır” dedi. Sonra güzel bir kimse daha gördü.
“Sen kimsin?” dedi. “Ben hayâyım” dedi. Hazreti Âdem; “Makamın nerededir?”
dedi. “Makamım gözdür” dedi. Sonra pis suratlı bir kimse daha gördü. “Sen
kimsin?” dedi. “Ben İblis'in oğluyum” dedi. Hazreti Âdem; “Makamın nerededir?”
dedi. “Makamım dimağdır” dedi. Âdem (aleyhisselâm); “Dimağ aklın makamıdır”
dedi. “Ben varınca akıl çıkar” dedi. Sonra bir kimse daha gördü. “Sen kimsin?”
dedi. “Ben 'hışım’ım” dedi. “Makamın nerdedir?” dedi. “Makamım gözdür” dedi.
Âdem (aleyhisselâm); “Göz hayânın makamıdır” dedi. “Ben varınca o çıkar” dedi.
Bir kimse gadaba gelse, şeytan beynine, hışım gözüne girer, Allah korusun belki
selâmet bulmaz.