İmâm-ı Gazâlî’nin büyük hizmetleri
24/04/2019 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
İmam-ı Muhammed Gazâlî hazretleri,
Büyük Selçuklu Devleti'nin hükümdarları Tuğrul
Bey'in, Alparslan’ın ve Melikşah'ın devirlerini yaşadı...
İslâmın vartalı dönemleri -3-
Hicrî beşinci asırda, İslâmın büyük
vartalı bir dönemi başlamıştı. İslam âleminde siyasi ve fikrî bakımdan
büyük bir kargaşalık hüküm sürüyordu.
Bağdat’ta Abbasi halifelerinin
hâkimiyeti zayıflamaya yüz tutmuştu. Bunun yanında Büyük Selçuklu Devleti'nin
sınırları genişliyor ve nüfuzu artıyordu. İmam-ı Gazâlî hazretleri, bu devletin
büyük hükümdarları Tuğrul Bey'in, Alparslan’ın ve Melikşah'ın
devirlerini yaşadı.
Melikşah'ın kıymetli veziri Nizamülmülk,
hem savaş meydanlarında zaferler kazanıyor, hem de o zamanın parlak ilim
ocakları olan İslam üniversitelerini açıyordu. İmam-ı Gazâlî hazretleri 23
yaşındayken doğuda Hasan Sabbah ve adamları, sapık yollardan
biri olan İsmailiyye fırkasını yaymaya çalışıyorlardı.
Mısır’da Şîi Fâtımî Hanedanı çökmeye başlamış, Avrupa’da ise Endülüs İslam
Devleti gerilemeye yüz tutmuştu. Mukaddes toprakları Müslümanlardan almak için
ilk Haçlı Seferleri de İmam-ı Gazâlî hazretleri zamanında başlamıştı. Bunlardan
birincisi olan Haçlı seferine katılan Haçlılar, Anadolu Selçuklu Hükümdarı
Birinci Kılıç Arslan’ın üstün gayret ve kahramanlıklarına rağmen 600 binden
40-50 bine düşmek pahasına da olsa, Anadolu’yu geçmiş, Torosları aşmış,
Antakya’yı ve bir yıl sonra da Kudüs’ü ele geçirmişlerdi. (m. 1096)
İslam âlemindeki bu siyasi
karışıklıkların yanında bir de fikir ve düşünce ayrılıkları vardı. Bütün
bunlar; Müslümanların birliğini doğrudan doğruya askerî kuvvetle ve ilim
yoluyla yıkamayan iç ve dış düşmanların, halk arasında bozuk ve sapık fikirleri
yayabilmeleri için çok uygun bir zemin teşkil ediyordu.
İmâm-ı Gazâlî hazretleri Rumca öğrenerek
eski Yunan felsefesini incelemiş, doğru bulmadığı yerlerini reddetmiştir.
İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretleri yetmişiki fırkadan ilk zuhur eden Şîi
fırkasının Dâî'leri ile mücadele etti. Dâî'ler, Kur'ân-ı kerimin bir içyüzü,
bâtını, bir de dış yüzü zâhiri olduğunu iddia ettiler. Bunlara Bâtınî
fırkası ismi verilmiştir. İmâm-ı Gazâlî hazretleri bunların
felsefelerini kolayca yıktı. Bâtınîler bu mağlubiyetten sonra, İslâmiyetten
daha çok ayrıldılar. Manaları açık olmayan âyet-i kerimelere ve hadis-i
şeriflere yanlış manalar vererek mülhid, dinsiz oldular. Siyasi
maksatları sebebi ile işi azıtarak, hak yoldaki Ehl-i sünnet Müslümanların
başına bela oldular.
İslamiyet’te ilk itikad ayrılıkları,
Hazret-i Osman'ın şehit edilmesi hâdisesinden sonra, Abdullah ibni Sebe adındaki
münafık olan bir Yahudinin ortaya çıkması ile başlamıştır. Müslümanların saf ve
berrak imanlarını bozmak gayesiyle itikaddaki birlik ve beraberliklerini
parçalamak için çıkarılan ilk fitne hareketi budur.