"Âyet bu âyet ama..."
14/02/2020 Cuma Köşe yazarı A.U
Ahmed bin Acîl hazretleri, bir (saralı) hastaya Yûnus sûresi 59'uncu âyet-i
kerîmesini okuyunca, cin onu terk etti.
Bir daha da gelmedi.
Vaktâ ki, bu zât vefât etti.
Tekrar geldi o cin.
Talebeleri, hocalarının okuduğu âyet-i kerîmeyi okudular.
Ama cin gitmedi.
Talebeler şaşırdı.
Cin niçin gitmedi diyorlardı.
O cin, gençlere;
"Âyet o âyet, ama ağız o ağız değil" dedi.
● ● ●
Bir kimsenin elinde (ur) çıkmıştı.
Pek çok kimselere okuttu.
Ama şifâ bulamadı.
En son bu zâttan duâ istedi.
Mübârek; (Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh) okudu.
Bir bezle sardı.
Ve kendisine;
"Bu sargıyı, evine dönünceye kadar açma!" diye tembîh
etti. Adam ayrılıp evine gitti.
Ve merakla sargıyı açtı.
O yaradan iz bile yoktu.
Hattâ diğer elinden daha sağlamdı.
● ● ●
Bir gün de bu zâta;
"Muvaffak olmanızı neye borçlusunuz efendim?" diye sordular.
Cevâbında;
"Bir hadîs-i şerîfe uymama borçluyum" buyurdu.
"O hangi hadîs?" dediler.
"Helekel müsevvifûn” dedi.
Ve ekledi:
“Bu hadîs-i şerîfi kendime düstur yaptım ve hayırlı işleri ânında yapıp, az
sonraya bile tehir etmedim."