Hûd aleyhisselam
09/12/2023 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Hûd aleyhisselam, Yemen’de bulunan Âd kavmine gönderilen peygamberdir. Nûh aleyhisselamın oğlu Sâm’ın neslindendir...
Yemen’de Aden ile Umman arasında bulunan Ahkâf diyârında doğup yetişti. Gayet şefkâtli ve çok cömertti...
"Nûh tûfânı"ndan sonra, Hazreti Nuh'un torunlarından biri olan Âd, Yemen’de Hadramut civârında Ahkâf denilen bölgede yerleşti. Âd’ın neslinden gelen insanlar çoğalarak büyük bir kavim oldular. Bunlara Âd kavmi denildi. Bulundukları belde bereketli bir yerdi. Bağlar, bahçeler her tarafı sarmış ve "İrem Bağları" diye meşhur olmuştu. Oğulları, malları, davarları ve muhteşem sarayları vardı. Güçleri, kuvvetleri, boyları ve cüsseleri ile meşhur olan bu insanlar, servetlerinin ve maddî güçlerinin çokluğuna bakarak azdılar ve doğru yoldan, dinlerinden ayrıldılar.
Yeryüzünde büyüklük tasladılar. Allahü teâlâyı unuttular ve çeşitli putlara tapmaya başladılar. Fakîrleri ve diğer kabîleleri zulümleri altında inletiyorlardı...
Allahü teâlâ, Âd kavmini doğru yola kavuşturmak için Hûd aleyhisselamı onlara peygamber olarak gönderdi... Hûd aleyhisselam onları putlara tapmaktan, zulüm ve günahlardan tövbe ederek vazgeçmeye ve Allahü teâlâya şükür ve ibâdete çağırdı. Fakat Âd kavminin insanları, Hûd aleyhisselamı dinlemeyip, ona karşı kaba ve inkârcı davrandılar.
Hûd aleyhisselam kavminin bu tutumu üzerine; “Eğer doğru yola gelmezseniz Rabbim size acı bir azap gönderir de helâk olursunuz?” buyurdu. Azgın Âd kavmi, Hûd aleyhisselama; “Mucize getirmeden putlarımızı terk etmeyiz” dediler. Hûd aleyhisselam onlara çeşitli mucizeler gösterdi. Ancak Âd kavmi, gösterilen mucizelere rağmen inanmadılar...
Kavminin ıslâh olmayacağını anlayan Hûd aleyhisselam; “Ey Rabbim! Onlara, ders almalarına vesîle olacak bir musîbet ver?” diye bedduada bulundu. Hûd aleyhisselamın bedduasını kabul buyuran Allahü teâlâ, Âd kavmine önce kuraklık, kıtlık musîbetini verdi. Üç sene müddetle akan pınarlar kurudu. Yeşillikler sarardı, soldu. Meşhûr İrem Bağları yok oldu... Devamlı olarak bunaltıcı kuru bir rüzgâr esiyordu. İnsanlar ağızlarını güçlükle açıyor, zor nefes alıyordu.
Bu arada Hûd aleyhisselam kavmine son bir dâvet daha yaptı. Ancak onlar tövbe etmedikleri gibi Hûd aleyhisselamı öldürmeye kalkıştılar...
Artık onlara azâbın gelmekte olduğu Hûd aleyhisselama bildirildi... Bir sabah gün ağarırken çıkan rüzgâr korkunç bir ses çıkararak vâdiyi kapladı. Her şeyi saman çöpü gibi savuruyordu... Âd kavmi kasırgadan kurtulmak için tutundukları ağaç ve taşlarla birlikte havaya fırlayarak paramparça oldular. Mal ve mülklerinden hiçbir eser kalmadı, helâk olup gittiler...
Hûd aleyhisselam, Âd kavmi helâk olduktan sonra, kendine inananlarla birlikte Mekke-i mükerremeye gitti. Kâbe-i muazzamanın bulunduğu yerde ibâdet ve taatle meşgul oldu ve orada vefat etti. Kabrinin Harem-i şerîfte Hicr denilen yerde bulunduğu rivâyet edilmektedir...