İnsana beş duygu, sırayla verilmektedir
18/08/2020 Salı Köşe yazarı O.Ü
Çocuk, idrâk, anlama aletleri ile âlemleri anlamaya başlar...
Sual: Çocuk dünyaya gelince, beş duygu organı, sırayla mı yoksa hemen mi
verilmektedir?
Cevap: İmâm-ı Rabbânî hazretleri İsbât-ün-nübüvve kitabında
konu ile alakalı olarak buyuruyor ki:
“İnsan, yaratılışında her şeyden habersizdir. Hâlbuki, insanın dışındaki
mahluklar o kadar çoktur ki, Allahtan başka kimse bilmez. Bunu, Müddessir
suresinin 31. âyeti bildirmektedir. Çocuk, idrâk, anlama aletleri
ile âlemleri anlamaya başlar. Mahlukların her cinsine bir âlem diyoruz.
İnsanda ilk yaratılan idrâk aleti lems, dokunma hassasıdır. İnsan,
bu hassası ile, soğuğu, sıcağı, yaşı, kuruyu, yumuşağı, katıyı ve benzerlerini
anlar. Lems hassası renkleri, sesleri anlayamaz. Sonra görme hassası yaratılır.
Bununla, renkler, şekiller anlaşılır. Görmekle anlaşılan şeyler, lems âleminden
daha geniştir. Sonra, işitme hassası açılır. Bu his organı ile sesler, nağmeler
anlaşılır. Sonra tat duyma hassası yaratılır. Sonra, koku alma hassası
yaratılır. Böylece his âlemini tanıtan beş duygu kuvveti
tamamlanır. Yedi yaşına doğru temyîz kuvveti yaratılır.
Bununla, his kuvvetleri ile anlaşılamayan şeyler anlaşılır. Bu kuvvet, his
kuvvetleri ile idrâk olunan, anlaşılan şeyleri birbirlerinden ayırır. Daha
sonra akıl yaratılır. Akıl, temyîz kuvveti ile ayrılmış,
faydalı, zararlı, iyi, fena oldukları anlaşılan şeylerden, lazım, caiz, mümkün,
imkânsız olanları ayırır.
Akıl, temyîz ve his kuvvetlerinin anlayamadığı şeyleri anlar. Allahü teâlâ,
bazı seçtiği kullarında, akıldan sonra başka bir kuvvet daha yaratır. Bununla,
aklın bilemediği, bulamadığı ve ilerde olacak şeyler anlaşılır. Buna Nübüvvet yani
peygamberlik kuvveti denir. Temyîz kuvveti, akıl ile anlaşılan şeyleri
anlayamadığı için, bunlara inanmıyor. Akıl da, peygamberlik kuvveti ile
anlaşılan şeyleri anlıyamadığı için, bunların var olduklarına inanmıyor.
Anlamadığını inkâr etmek, anlamamanın, bilmemenin ifadesi oluyor. Bunun gibi,
kör olarak dünyaya gelen, renkleri, şekilleri hiç işitmese, bunları bilmez,
varlıklarına inanmaz.
Allahü teâlâ, Nübüvvet kuvvetinin de bulunduğunu kullarına bildirmek için, bu kuvvetin benzeri olarak, insanlarda rüyayı yarattı. İnsan ileride olacak şeyi, açıkça veya Âlem-i misâldeki şekli ile rüyada görmektedir.”