"Eğer yalan söylüyorsan!.."
14/09/2019 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Ömer bin Abdülazîz hazretleri, çok servet sâhibi olup, çok da
cömertti...
Servetini severek verirdi fakîrlere.
Halîfe Melik bin Abdülmelik zamanında, Mekke ve Medîne'ye vâli tayin
edilmişti.
Emri alır almaz gitti oraya.
Âlimlerden büyük bir grup bunu haber aldılar.
Ve Onu karşıladılar.
O gün başladı işe.
Öyle bir adâlete sarıldı ki, herkes huzur ve saadete kavuştu o devirde.
Hattâ çokları, kendi memleketini terk edip, Hicaz’a yerleşmeye geliyordu...
● ● ●
Bir gün biri geldi yanına.
Ve edeple arz etti ki:
“Ey Halîfe! Falanca, sizin için şöyle şöyle söylüyor.”
Onu dinlemedi.
Hemen susturdu.
Ve ona buyurdu ki:
“Ey kişi! Eğer yalan söylüyorsan, Hücurât sûresinin altıncı âyetine göre
mesul olur, cezâ görürsün. Söylediğin doğruysa, Kalem sûresinin onbirinci
âyetine göre yine mesul olur, cezâlandırılırsın. Akıllı insan; durup dururken
hiç mesuliyet altına girer mi?”
Böyle buyurdu.
Sonra da kalktı.
Ve ona hitâben;
“En iyisi, üçüncü hâli seçip seni affedelim. Hem sonra gıybet dinlemek câiz
değildir” buyurdu.
O kimse mahcup oldu!
Çok da pişmân oldu.
Hemence tövbe edip;
“Bir daha, hiç kimsenin gıybetini yapmayacağım” dedi.
Üzüntüyle ayrıldı oradan...