Dünyada en nasipli kimse güzel ahlaklı kimsedir...
23/05/2024 Perşembe Köşe yazarı S.A
"Kıyamet günü amellerin tartılacağı terazinin hayır kefesinde güzel ahlâk kadar ağırlığı olan başka amel yoktur."
Mesut ve bahtiyar olabilmek için doğru ilim ve iman
sahibi olmalıdır. Bu da sevgili Peygamberimizin aleyhisselam hayatını, ahlâkını
öğrenip mümkün olduğu kadar ona uymakla olur. Bu elde edilirse o zaman insan
iyi huylu olur ve iki cihan saâdetine kavuşur...
Bazıları "Can çıkar, huy çıkmaz.",
"Sütle gelen, kefenle çıkar.", "İnsanın nasıl boyu, bosu, sesi
değişmiyorsa, huyu da değişmez!" demişlerdir; ancak bu görüş doğru
değildir. Dinimiz, insanlara yapamayacakları şeyleri emretmez. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki: (Huylarınızı güzelleştiriniz!) Bu mümkün
olmasaydı emrolunmazdı...
Hiç kimsenin huyu, yaratılışındaki gibi kalmaz.
Sonradan değişir. Ahlâk değişmeseydi, Peygamberlerin getirdikleri dinler
faydasız, lüzumsuz olurdu. Âlimlerin koymuş oldukları terbiye ve ceza usulleri
boşuna olurdu.
Allahü teâlâ kullarına merhamet ederek, onları terbiye
etmek, iyi ve kötü huyları öğretmek için Peygamberler gönderdi. Bunların en
yücesi, yaratılmışların en şereflisi olan Muhammed aleyhisselâmı seçti. Onun
dini ile, önce göndermiş olduğu bütün dinleri değiştirdi. Onun dini bütün
dinlerin sonuncusu oldu. Böylece, iyiliklerin tamamı, terbiye usullerinin
hepsi, onun parlak dininde yer almıştır.
İslâm dinine inanan ve bu dini yaşamaya çalışan
kimsedeki kötü huyların üzerine perde örtülür... Her türlü kötülüğü mevcut
olan bir kimse, hidâyete kavuşunca âdeta melekleşiyor. Gözünü kırpmadan
adam öldürenler, karıncayı ezmemeye dikkat ediyorlar.
Güzel ahlâklı olan insan dünyanın en nasipli
insanıdır. Kıyamette de büyük nimetlere kavuşur. O gün kişinin dünyada
yaptıkları amelleri tartılır. Hayır kefesi ağır basarsa kurtulur. Günâh kefesi
ağır olanların akıbeti felâkettir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kıyamet günü
amellerin tartılacağı terazinin hayır kefesinde güzel ahlâk kadar ağırlığı olan
başka amel yoktur.)
İnsanın önce kendisine faydası olmalıdır. Kendisine
faydası olmayanın, başkalarına faydalı olması zordur. Daha sonra çocuklarına,
komşularına, arkadaşlarına faydalı olmalıdır...
Herkese, kötü ahlâktan uzaklaşması, dinin emir ve
yasaklarına uyması için nasihat etmelidir. Nasihatin tesirli olabilmesi için
nasihat edenin önce onu kendinde uygulaması gerekir. Yoksa lafta kalır.
Kötü huylardan kurtulmanın en tesirli ilâcı, onları
teşhis etmek, kötü huylara sevk eden mikropları tanımak ve onları yok etmek
için bütün gayreti ile çalışmaktır.
İyi insanlarla beraber olmalıyız.
Atalarımız ne demiş: "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim..."