Oruçlu, günahtan da sakınmalıdır
15/03/2024 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Sual: Oruç tutan bir kimse, sadece yeme, içmeyi mi yoksa günahları da terk etmesi gerekir mi?
Cevap: Oruç tutmak, sadece yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili,
gözü, kulağı ve bütün uzuvları da, günah işlemekten uzak tutmalıdır. Çünkü
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem);
(Oruç tutan kimse, yalan sözü terk etmezse, o kimsenin yiyip içmeyi terk
etmesine Allahü teâlânın ihtiyâcı yoktur) buyurmuştur.
Faydasız şeyler konuşmak, yalan söylemek, gıybet etmek, tutulan orucun
sevabını giderir. Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibadet yapıp da, bunun
sevabını yok etmek, akıllı kimsenin yacağı iş değildir.
Ancak oruç tutarken günah işleyenler, benim orucumun kıymeti yok diyerek
orucu terk etmemeli, oruca devam etmeli, Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli
ve işledikleri günahlardan yüz çevirmelidirler. İmâm-ı Rabbânî hazretleri
buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ, lutfederek, ihsân ederek, nefis iman edip İslamiyete uymakla
şereflenince, İslâm-ı hakîkîye kavuşulur ve imanın hakikati hasıl olur. Bundan
sonra yapılacak her iş, İslamiyetin hakikati olur. Namaz kılınca, namazın
hakikati kılınmış olur. Oruç tutunca, orucun hakikati tutulmuş olur.
İslamiyetin bütün hükümlerine uymak da, hep böyledir.”
Seyyid Burhâneddîn Tirmizî hazretleri, talebelerine hitaben buyurur ki:
“Oruç, hikmet hazinelerinin anahtarıdır. Oruç tutmak, kalbin rikkate
gelmesine sebeb olur ve oruçlunun duası, Allahü teâlâ indinde
makbuldür. Allahü teâlâya ulaştıracak, oruçtan daha iyi bir binek yoktur.
Orucun Allahü teâlâ katında büyük değeri vardır... Bir kimse, bütün kulluk
vazifelerini yerine getirse, fakat midesini doldursa hiçbir yere ulaşamaz. Orucu
gereğince tutsa, başka kulluk vazifelerinde kusur olsa bile, yine bir yere
erişir.”
Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki:
“İnsanın nefsi taşkınlık yapınca, bazı çarelere başvurması gerekir. Oruç,
bu hususta en güzel çaredir. İnsan, şehvetini oruç tutmak suretiyle kırar.
Oruç, insanın kötü isteklerini zayıflatır. Ruhun parlaması, şehvetin ve kötü
arzuların kırılmasında, oruçtan daha tesirli bir çare yoktur. Kişi oruç tutmak
suretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece
günahlarına keffaret olur.”