Abdestte kullanılan suya "müstamel su" denir
16/11/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Necâset temizlemekte
kullanılmış sular, bir yerde birikirse, bu suya bulaşan şeyler, pis olur.
Yahyâ Bin Zekeriyya, İmâm-ı a’zam hazretlerinin talebelerinin ileri
gelenlerinden fıkıh ve hadîs âlimidir. 120 (m. 738)’de Kûfe’de doğdu. 183 (m.
799) senesinde Medâin’de vefât etti.
Bu mübarek zat buyurdu ki:
Abdestte, gusülde kullanılan suya (Müstamel su) denir. Bu su, İmâm-ı a’zama
göre kaba necâsettir. Ebû Yûsüf’e göre, hafîf necâsettir. İmâm-ı Muhammede göre
temizdir “rahmetullahi teâlâ aleyhimâ”. Bununla necâset temizlenir. Fakat,
abdest alınmaz ve gusül edilmez. İçmek ve hamur yapmak mekrûhtur. Peştemala,
elbiseye, kurnaya sıçrarsa ve necâset temizlemekte kullanılan her su, iğne ucu
kadar sıçrarsa, kabı ve elbiseyi pisletmez.
Necâset temizlemekte kullanılmış sular, bir yerde birikirse, bu suya
bulaşan şeyler, pis olur. Abdestsiz veyâ cünüb olan kimse veya hâyızlı
kadın veya müşrik, kâfir, necâset bulaşmamış olan avucunu bir yere sokup
su alsa veya kolunu sokup, içindeki tası alsa, o yerdeki pis olmaz.
Necâset üzerinden akan suyun yarıdan fazlası necâsete temâs ederse, bu su pis
olur. Azı değerse ve necâsetin üç sıfatı suda bulunmazsa, pis olmaz. Necâset
yanınca, külü temiz olur. Tezek yakarak ısıtılan fırında, ekmek pişirilir.
Merkeb, domuz ve leş, tuz içine düşüp, tuz olsalar, temiz olurlar. Kuyuya
düşen gübre, zamânla çamur hâline gelse, temiz olur. Necis boya ile boyanan
kumaş ve beden, üç kerre yıkanınca temiz olur. Su renksiz akıncaya kadar
yıkamak dahâ iyidir. Deriye, yaraya sürülen necis ilâcın ete karışan kısmı ve
necis sürme çekilen göz yıkanmaz. Dışarıda kalan kısım ve yara üstündeki
kurumuş kan, zarar vermeyecek şekilde yıkanıp giderilir. Zarar olursa yıkanmaz.
Fakat üzerinde dirhem miktârı necâset bulunan kimse imâm olamaz.
Görülmeyen necâsetler ve idrâr bulaşan eşyâ, ayrı sular ile, temizlendiği
zan edilinceye kadar yıkanır. Bir kere yıkamakla temizlenirse, kâfî olur.
Yıkarken, su ve diğer eşyâ, necis olmazlar.
Vesvese, şüphe edenlerin üç kere yıkaması ve hepsinde sıkması lâzımdır.
Herkesin, kendi kuvveti kadar sıkması kâfîdir. Çürük, ince veyâ büyük olduğu
için sıkılmayan eşyâ, meselâ halı, beden, deri gibi necâseti emen şeyler, her
üç yıkayışta, kurutulur. Yani, su damlaması kesilinceye kadar beklenir.
Testi, çanak ve bakır gibi necâseti emmeyen şeyleri ve denizde, derede
yıkanan her şeyi sıkmak ve kurutmak lâzım değildir.