“Her kim Mevlâ'sına kavuşmak isterse!''
22/11/2019 Cuma Köşe yazarı V.T
Mevlâsına kavuşmak isteyen, yolunun üstünde kendisini bekleyen meşakkatlere
göğüs germelidir.
Seyyid Yahyâ Bin Sâbit hazretleri evliyânın büyüklerinden olup Seyyid Ahmed
Rufai hazretlerinin dedesidir. 460 (m. 1068)’de Basra’da vefât
etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
“Talebenin dikkat etmesi gereken ve kendine lâzım olan şeyler şunlardır:
a) Kalbini ve niyetini kötülüklerden temizlemek, b) Farz ve sünnetleri
yerine getirmeye çok hırslı olmak, c) Bid’atlerden ve fitnelerden uzak
bulunmak, d) Tevâzu ehli olmak, e) Devamlı iyi düşüncelerle meşgûl olmak, f)
Yemeye, içmeye ve giyime çok dikkat etmek, g) Dînin hudûdlarından bir zerre
bile dışarı çıkmamak, h) Ahdine vefa etmek, asla yalan söylememek, i) Kendini
beğenmişler taifesinden olmamak, k) İbâdet ve tâatinden dolayı gurûrlanmamak.”
“Her kim Mevlâ'sına kavuşmak isterse, yolunun üstünde kendisini bekleyen
zahmet ve meşakkatlere sabredip, göğüs germelidir. Meselâ keten bitkisi, zahmet
ve meşakkatlere sabredip göğüs gerer, sonunda da kâğıt olur, üzerine Allahü
teâlânın ismi yazılır. Muazzez ve mükerrem olur. Allahü teâlânın isminin
azîzliğini ve bereketini görmez misin ki; keten önce toprağın altına
habsolunur. Sonra yeryüzüne çıkıp büyüdükten sonra koparılır, vatanından olur. Ayrıca
gurbet acısı çeker. Sıcağa bırakılır, güneşin hararetinde kalır. Sonra dövülür
ve posası ayrılır. Daha sonra daha temiz hâle gelmesi için tarağın dişlerinden
geçirilir. Eğrilir, bükülür, en sonunda ibrişim olup, insan eliyle kumaş
yapılır. Bütün bunlar oluncaya kadar, haddi ve hesabı olmayan eziyet çeker,
meşakkatlere katlanır. Burada da kibirli olduğu sürede, o kibir gidinceye kadar
sıkılır. Bu elemden parça parça olup, lüzumsuz oluncaya kadar kurtuluş yoktur.
Lüzumsuz olunca da çöplüğe atılır. Ayaklar altında sürünür. Kâğıt imâl edicisi
onu o hâlde yerlerde sürünürken görür ve kâğıt yapmak için alır. Temizce
yıkadıktan sonra, yepyeni, bembeyaz, pırıl pırıl kâğıt yapar. Kâğıdın üzerine
Allahü teâlânın ismi, Kur’ân-ı kerîm, hadîs-i şerîf ve meârif-i ledünnî
yazılır, işte keten, öyle hadsiz ve hesapsız eziyet ve meşakkatler çeker ki,
anlatmakla bitirilemez...
İşte bu böyle olduğu gibi, talebenin hocasına nisbeti de böyledir. Keten o
kadar zahmet ve meşakkat yüzü gördükten sonra kâğıt olup, üzerine yazı yazılarak
nasıl değeri artıp ellerde dolaşıyorsa, talebe de zahmet ve meşakkatler
çekerek, o yollardan geçtikten sonra azîz olup, derecesi yükselir.”