“Biz ona son verdik, yâ Rabbî...”
15/08/2024 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Sual: Alkollü içkilerin yasak, haram edilmesinin hazret-i Ömer ile bir alakası, ilgisi var mıdır?
Cevap: Bu konu,
Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn kitabında şöyle anlatılmaktadır:
"İçkinin haram olduğunu bildiren âyet-i kerimeler
nâzil olmadan önce Abbâd bin Sâmit bir ziyafet verir. Müslümanlardan birkaç
kişiyi de davet eder. Yemekleri yerler ve içki de içerler. Sonra kendi
soylarını öven şiirler söylemeye başlarlar ve aralarında tartışma çıkar. Bu
durumu Peygamber efendimize bildirirler. O anda Resulullah efendimizin yanında
bulunan hazret-i Ömer;
-Ya Rabbi, bize içki hakkında kesin emrini bildir diye
niyazda bulunur. Bunun üzerine Mâide suresinin 90. ve 91. âyet-i kerimeleri
nazil olur. Bu âyet-i kerimelerde meâlen; (Ey iman edenler! İçki,
kumar, putlar, kumar okları, pistir, şeytan işidir. Bunlardan sakınınız ki,
felah bulasınız. Şeytan içki ve kumar ile aranızda düşmanlık, buğuz meydana
getirmek ister. Böylece Allaha ibadetten ve bilhassa namazdan alıkoyar. O hâlde
onlara artık son vermez misiniz!) buyurulur. Bu âyet-i
kerimeleri dinleyen hazret-i Ömer; 'Biz ona son verdik, yâ
Rabbî' der.”
***
Abdülazîz Revvâd hazretleri başından geçen ibret
verici bir hadiseyi şöyle anlatmıştır:
“Medine-i münevverede idim. Bir gece Mescid-i Nebiye
gidiyordum. Bir kadın telaşla bana yaklaşıp;
-Ey efendi, şurada bir hasta var, can çekişiyor, ölmek
üzere. Yanında bir erkek yok ki, ona kelime-i şehadeti telkin etsin, söyletsin!
dedi.
Ben de hemen oraya gittim. Ölmek üzere olan adama,
kelime-i şehadeti söyletmek için uğraştıysam da o, bir türlü söyleyemedi. Bir
ara gözlerini açıp;
-Kaç defadır bunu söyle diyorsun. Fakat ben
söyleyemiyorum. Ben İslam dininden yüzümü çevirmişim, dedi ve sonra öldü. Daha
sonra bu adamın kim olduğunu ve hâlini araştırdım ve bana;
-Bu adam devamlı içki içerdi dediler. Kendi kendime,
Peygamber efendimizin; (Şarap içmeyi âdet edinen, vesene, puta tapan
gibidir) buyurması elbette doğrudur, dedim.”
Allahü teâlâ, yiyecek ve içeceklerden
bazılarını helal ettiği gibi, bazılarını da, haram, yasak etmiştir. Haram
edilen şeylerin yenilip, içildiği yerlere, fıkıh kitaplarında, fısk
meclisi denilmektedir. Dinimiz, haram işlemekten ve haram, günah
işlenen yerlerden uzak durmayı emretmektedir.