Yalan söylemek çok büyük günahtır!..
22/06/2019 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Dargın olan iki Müslümanı barıştırmak için aralarını bulucu yalan söylemek
caizdir.
İbn-i Nakîb hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 702 (m. 1302) senesinde Mısır’da doğdu. 769 (m. 1368) senesinde Kâhire’de vefât etti. Çeşitli ilimlerde üstün bir âlim olarak yetişti. Fıkıh, kırâat, usûl, nahiv ve edebiyat ilimlerinde mütehassıs bir âlim idi. Bir dersinde şunları anlattı:
Yalan söylemek haramdır, çok büyük günahtır. Ölmemek için leş yemek caiz
olduğu gibi, ölümden kurtulmak için yalan söylemek de caizdir.
Hazreti Sevban buyurdu ki: (Her yalan günahtır. Ancak bir Müslümana
faydası dokunan veya bir Müslümanın zararını kaldıran yalan bundan hariçtir.)
Yalanın caiz olduğu yerlerden bazıları şunlardır:
1- Savaşta: Hazreti Ali (radıyallahü anh) otururken düşmanın biri, aniden
karşısına kılıçla çıkıp, (Şimdi seni benim elimden kim kurtarabilir?) der.
Hazreti Ali de, parmağı ile adamın arkasını gösterip (Peki dövüşelim; fakat iki
kişiyle mi?) der. Düşman, arkamdaki kim diye bakınca, Ali, kılıcını çekip,
düşmanını zararsız hâle getirir. Düşman, oturan insana yaptığı kendi hilesini
görmeden (Bana hile yaptın?) der. Ali de, (Ama asıl sen beni gafil avlayacaktın
ya) der ve şu hadis-i şerifi bildirir: (Harb hiledir.)
2- İki Müslümanı barıştırmak için: Üç günden sonra dargın durmak
günahtır. Dargın olan iki Müslümanı barıştırmak için aralarını bulucu yalan
söylemek caizdir.
3- İki Müslümanın aralarının açılmasını önlemek için: Araları bozulmak
üzere olan iki Müslümanın aralarının açılmasını önlemek için yalan söylemek
caiz olur. İyiliğe vesile olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür.
4- Eşi ile iyi geçinmek için: Eşler birbirini idare etmek için yalan
söyleyebilir.
5- Zâlimden, bir Müslümanın bulunduğu yeri gizlemek için...
6- Müslümanın malını zalimlerden korumak için:
7- Müslümanı memnun etmek için...
8- Müslümanın günahını, sırrını ve ayıbını gizlemek için...
9- Fakire ikram için...
10- Haklı iken, karşısındakine sen haklısın demek: Eşin biri diğerine sen
haklısın derse geçim olur. İkisi de ben haklıyım derse geçim olmaz.
Mesela Muaz ibni Cebel (radıyallahü anh) hazretleri, vazifesinden dönünce,
hanımı (Bu kadar çalıştın, zekât topladın, bize ne getirdin?) dedi. O da, (Beni
gözeten vardı, bir şey getiremedim) dedi. O, gözetenden Allahü teâlâyı
kastetti. Hanımı ise, Hazreti Ömer’in (radıyallahü anh) onu kontrol eden
birini gönderdiğini sandı. Hanımı, Hazreti Ömer’in evine gidip, (Muaz,
Resulullahın ve Ebu Bekr-i Sıddık’ın yanında emin idi. Siz niçin onun peşine
adam takıyorsunuz?) dedi. Hazreti Ömer, Hazreti Muaz’dan işin aslını öğrenince,
hanımına bir miktar hediye gönderdi.