Eshâb-ı kiramın hepsi müctehid idi
16/06/2019 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Müctehide kendi ictihadı ile amel etmek lazım olduğundan her birinin
mezhebi vardı.
Sual: Peygamber efendimizi gören, sohbetinde bulunanların her biri, mezhep
imamı gibi müctehid mi idi?
Cevap: Eshâb-ı kiramın yani Peygamber efendimizi gören Müslümanların hepsi
derin âlim ve her biri, birer müctehid idiler. Din bilgilerinde, siyasette,
idarecilikte, zamanlarının fen bilgilerinde ve tasavvufta, ahlak ilminde birer
derya idiler. Bu bilgilerinin hepsini, Resûlullah efendimizin mübarek yüzünü
görmekle ve kalplere işleyen, ruhları çeken sözlerini işitmekle az zamanda
edindiler. Müctehide kendi ictihadı ile amel etmek lazım olduğundan her birinin
mezhebi vardı. Mezhepleri az veya çok farklı idi. Tabiin yani Eshâb-ı kiramı
görenler ve Tebe-i tabiin yani Tabiini görenler arasında da müctehidler vardı.
Bu müctehidlerin mezheplerinden yalnız dördünün kitaplara geçip dünyanın her
yerine yayıldığını, diğerlerinin mezheplerinin unutulduğunu, Seyyid Abdülhakîm Efendi
ve Hamdullah Decvî hazretleri açıkça bildirmektedir.
***
Sual: Mezhep imamı diye kimlere denir ve bunların özellikleri nedir?
Cevap: Kur'ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde açıkça bildirilmiş olan din
bilgilerini, Eshâb-ı kiramdan işiterek veya nakil yolu ile toplayan, açıkça
bildirilmemiş olanları da, kendi koydukları usullere, metotlara göre açıkça
bildirilmiş olanlara benzeterek çıkaran ve mutlak müctehid olan derin âlimlere
mezhep imamı denir.
***
Sual: Bilinen mezhep imamlarından başka mezhep imamları var mı idi?
Cevap: Bilinen dört mezhep imamından başka mezhep imamları da vardı. Fakat
bunların mezheplerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı. Eshâb-ı kiramın
hepsi de derin âlim ve müctehid idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de
bilinen mezhep imamlarından daha üstün idi. Fakat bunların kitaplarının
olmadığı için mezheplerinin unutulduğunu, İmam-ı Şa'rânî hazretleri
bildirmektedir.
***
Sual: Kötü huyları değiştirmek için belli bir çare, ilaç var mıdır?
Cevap: Kötü huyların hepsi için ortak ilaç, hastalığı, zararını, sebebini,
zıddını ve ilacın faydasını bilmektir. Sonra, bu hastalığı kendinde aramak,
bulmak gelir. Bu teşhisi kendisi yapar, yahut bir âlimin, rehberin bildirmesi
ile anlar. Mümin, müminin aynasıdır. İnsan kendi kusurlarını zor anlar.
Güvendiği arkadaşına sorarak da, kusurunu öğrenir.