Şükreden ve sabreden kul olmak için...
16/01/2022 Pazar Köşe yazarı V.T
"Dünyâ husûsunda
kendinden aşağıda olanlara bak! Din husûsunda ise kendinden yukarıda
olanlara..."
Abdullah Ömerî
hazretleri hadîs âlimlerinin meşhûrlarındandır. Babasından ve diğer âlimlerden
hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden ise Süleymân bin Muhammed bin Yahyâ bin
Urve bin Zübeyr, İbn-i Uyeyne, İbn-i Mübârek gibi âlimler hadîs-i şerîf
bildirmişlerdir. 800 (H.184) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti.
Talebelerinden biri;
"Şükredici ve sabredici kimlerdir?" diye sorduğunda, Enes bin
Mâlik'ten (radıyallahü anh) rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfi okudu. Resûlullah
“sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” efendimiz buyurdu ki: "Dünyâ
husûsunda, kendisinden yukarı olanlara, din husûsunda kendisinden aşağıda
olanlara bakan kimseyi, Allahü teâlâ şükredici ve sabredici olarak yazmaz.
Dünyâ husûsunda kendisinden aşağıda olanlara bakıp, din husûsunda kendisinden
yukarıda olana bakan kimseyi Allahü teâlâ, şükreden ve sabırlı bir kul olarak
yazar."
İbrâhim bin Sa'd'dan
rivâyet ettiği şu hadîs-i şerîfi sık sık okurdu: "Eshâbım hakkında, Allahü
teâlâdan korkun. Sakın benden sonra onlara düşmanlık yapmayınız. Onları seven
beni sevdiği için sever. Onlara buğzeden, kin tutan, bana düşmanlığından dolayı
böyle yapmış olur. Onlara eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet
eden, Allahü teâlâya eziyet etmiş olur. Kim Allahü teâlâya eziyet ederse,
Allahü teâlânın onu cezalandırması çok yaklaşmış demektir."
Duâların kabûl olması
ile ilgili olarak sorduklarında Peygamber efendimizin şu hadîs-i şerîflerini
nakletti: "Allahü teâlâya yalvarıp duâ etmeden önce ma'rufu (iyiliği)
emredip, münkerden nehyediniz. Günahınıza pişman olup, Allahü teâlâdan af ve
mağfiret dilemeden önce, elbette Allahü teâlâ sizin duâlarınızı kabul
etmeyecek. O zaman af ve mağfiret de olunmayacaksınız. Yahûdî âlimler ve
Hıristiyan din adamları emr-i ma'ruf ve nehy-i an-il-münkeri terk ettikleri
için, Allahü teâlâ onları, kendi peygamberlerinin lisânı üzere lânetleyip,
umumî bir belâ vermiştir."
Bir gün şöyle duâ
etti: "Yâ Rabbî! Sana, büyüğümüz, küçüğümüz tövbe ederiz. Tövbelerimizi,
doğru kıl. Bizi tövbesine uymayanlardan eyleme, Allahım!"
Ebû Münzir İsmâil bin Ömer anlattı. Abdullah Ömerî şöyle diyordu: "İnsanoğlu gaflete dalar ise, Allahü teâlânın emirlerini yapmaz ve yasakladığı şeyleri yapmaya başlar. İnsanlardan korkarak, emr-i ma'rûf ve nehy-i an-il-münker; iyiliği emredip, kötülüklerden alıkoyma farzını terk eder."