Yardımlaşmayı unuttuk ve yapayalnız kaldık!..
17/10/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Hayvanlar bile kendi cinsinden olup da yardıma muhtaç olana yardım ederler.
Yardımlaşma olmayan bir hayatın, ne tadı vardır ve ne de değeri...
İnsanlar, yaratılış itibarıyla yalnız yaşayamazlar, birbirlerine
muhtaçtırlar, birlikte yaşamaya mecburdurlar... Evlilik hayatı insanların
çoğunun tercih ettiği hayat tarzıdır. Yalnızlıktan kurtulmak ve çocuk sahibi
olup neslini devam ettirmek için başka çare yoktur... Giyim, kuşam,
barınma, ulaşım, haberleşme gibi sonu gelmeyen arzu ve isteklerimizi
gerçekleştirmek için birlikte yaşamak zorundayız...
Maddi ihtiyaçlarımızın yanı sıra manevi ihtiyaçlarımızın elde edilmesinde
de birlikte yaşamak mecburiyeti vardır. Sevinçler, üzüntüler, korkular ve
beklentiler de hesaba katıldığında sosyal hayat kaçınılmazdır.
Birlikte yaşama zorunluluğu, bize yardımlaşmayı öğretmeli, birinin
sıkıntısı varsa ona ortak olmalı, onu teselli etmeliyiz. Sıkıntılarına sebep
olan şeylerin ortadan kaldırılması için ona yardım etmeliyiz. Sevincini de
paylaşmalıyız. Meşhur ata sözüdür: "Üzüntüler paylaşıldıkça azalır,
sevinçler ise paylaşıldıkça çoğalır..." Para, her şeyi halletmiyor.
Sahrada susuz kalan, böylece hayatı tehlikede olan birine bir kese altın
verseniz neye yarar...
Cenazesi olan, çok sevdiği birinin ölümünde onu teselli edecek, taziye
verecek birine olan ihtiyacını para nasıl karşılar. Hastalığı sebebi ile
yatağın esiri olan bir adam günlerce yapayalnız kaldığı odasında konuşacak birini
aramaz mı?
Üzülerek belirtelim ki; zamanımızda bu yardımlaşma tamamen silinmiş.
Avrupa'da yaşayanların büyük çoğunluğu evlerinde yalnız hayat sürmektedirler...
Kimse kimsenin yardımına koşmuyor. Bırakın yardımı, sıkıntılarından vicdan
azabı da duymuyorlar! İnsanlar, dertleri ile baş başa hayatını devam ettirmek
zorundadırlar.
İlim adamları, sanayileşmeye, şehirleşmeye ve nüfusun artışına paralel
olarak, "toplumsal yalnızlıklar"ın da arttığını ve binlerce insanın
yalnızlığın verdiği sıkıntılarla ömür tükettiğini bildiriyorlar.
Psikologların dediğine bakılırsa, bu gibi insanlarda derin bir yalnızlık ve
sahipsizlik duygusu hâkimdir. Onlar, dert ve sıkıntılarına çare bulacak, hiç
olmazsa kendilerini dinleyecek birilerini arar dururlar. Fakat, yanlarından gelip
geçen binlerce insanın lakayt ve alakasız bakışları arasında ezilip
kalırlar... Aynı apartmanda yan yana veya altlı-üstlü oturanlar
birbirlerini tanımıyorlar.
Kalabalıklar arasında yalnızlıktan bunalan insanların sayısı çoktur. Her
geçen gün de artmaktadır... Dinimizin emrettiği ve teşvik ettiği
yardımlaşmayı unuttuğumuz için yapayalnız kaldık. Hayvanlar bile kendi
cinsinden olup da yardıma muhtaç olana yardım ederler. Yardımlaşma olmayan bir
hayatın, ne tadı vardır ve ne de değeri...