“Günahlarıma ağlıyorum”
09/04/2024 Salı Köşe yazarı A.U
Bağdat civârında yaşıyan Hubeyret-ül Basrî hazretleri,
halkı gayrimüslim olan bir köye gelmişti bir gün. Kalabalık bir grup onu
karşıladı.
O an garip bir şey oldu...
Bu zât başladı ağlamaya!
İnsanlar sordular:
“Niçin ağlıyorsun?”
“Günahlarıma ağlıyorum.”
“Allahü teâlâ affeder, bilmiyor musun?”
“Evet biliyorum. Allahü teâlânın merhameti çoktur,
affeder. Ama unutmayın ki; azâbı da şiddetlidir. Bu azaptan kurtulmaya elimde
senedim yoktur” buyurdu.
Onlar hayret ettiler!
O şöyle devam etti:
“Kur’ân-ı kerîmde meâlen ‘İnsanların birçoğu,
cehennemde yanacaktır’ buyuruluyor. Bilmiyorum ki, ben de onlara dâhil
miyim? Bir kısmı da cennete girecekler, ama ona girmek için de elimde berâtım
yoktur. Velhâsıl cennete mi girerim, yoksa cehenneme mi? Henüz belli değilken
ağlamamak elde mi? Bu sebepten ağlıyorum.”
İnsanlar dinlediler.
Ve sordular ona:
“Yâ Hübeyre, sen böyle dersen gayriye nasıl yol
gösterirsin?”
Bunu işitince;
“Eyvâh!" dedi.
Ve yere yıkıldı.
O anda gâipten;
“Ey Hübeyre, biz seni dost edindik. Ölünce ebedî
cennette olacaksın” diye bir ses işitildi.
Bu sesi herkes işitti.
Gayrimüslimler de işittiler. Bunlar
üç yüz kişi idi. Kalpleri İslâm’a meyletti. Birlikte Kelime-i
şehâdeti söyleyip, hepsi de îmânla şereflendiler.