"Oğlum, tevbeyi yarına bırakma!"
19/01/2020 Pazar Köşe yazarı S.K
Lokman Hakîm, oğluna nasihat ederek "Oğlum, tevbeyi yarına bırakma!
Çünkü ölüm ansızın gelip yakalar" dedi.
Tevbe ve istiğfar etmek, insanın işlediği günahlarına pişmanlık duyması,
Allahü teâlâdan af dilemesi, bağışlanmasını istemesidir. Her günahı işledikten
sonra tevbe ve istiğfar etmek farzdır. Estagfirullah demek, “günahlarımı affet
Allah’ım” demektir. "İzâ câe" sûresinde mealen (Bana
istiğfar edin. Dualarınızı kabul ederim, günahlarınızı affederim) buyuruldu.
Tevbe ve istiğfar, kalp ile, dil ile ve günah işleyen âzâ ile birlikte
olmalıdır. Kalp pişman olmalı. Dil ile dua etmeli, yalvarmalı. Âzâ da günahtan
çekilmelidir. Şartlarına uygun yapılan tevbe mutlaka kabul olur. Tevbenin kabul
edileceğinde şüphe etmemelidir. Tevbenin şartlarına uygun olup olmamasında şüphe
etmelidir.
Her Müslüman, günah işlemekten çok korkmalıdır. Ufak bir günah işlediğinde
tevbe ve istiğfar etmesi, yalvarması lazımdır. Günahları, büyük günah ve küçük
günah diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günahlardan da, büyük günah gibi
kaçınmak, hiçbir günahı küçümsememek gerekir. Allahü teâlânın gazabı, günahlar
içinde saklıdır. Küçük sanılan bir günah, Allahü teâlânın gazabına sebep
olabilir. Tevbe edilmeyen herhangi bir günahtan intikam alabilir.
Allahü teâlâ ile kul arasında olan, kul hakkı bulunmayan günahların af
olması için, gizlice tevbe etmek kâfidir. İşlenen günahta kul hakkı varsa,
bunlara tevbe etmek için, o kulu hoşnut etmek, razı etmek de lazımdır.
Tevbeyi geciktirmemelidir. Bir hadis- şerifte “Müsevvifler helak
oldu” buyuruldu. Yani, dinin emir ve yasaklarını sonraya bırakanlar
helak oldu, demektir. Lokman Hakîm oğluna nasihat ederek (Oğlum,
tevbeyi yarına bırakma! Çünkü ölüm ansızın gelip yakalar) dedi.
İmam-ı Mücahid de şöyle buyurdu: (Her sabah ve akşam tevbe etmeyen kimse,
kendine zulmetmiş olur.)
İslam âlimlerinin büyüklerinden Muhammed Masum hazretleri, Mektubat
adındaki kitabında buyuruyor ki:
(Dertlerin, belaların gitmesi için istiğfar okumak çok faydalıdır. Çok
tecrübe edilmiştir. Hadis-i şerifte "İstiğfara devam edeni, çok
okuyanı, Allahü teâlâ dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu hiç ummadığı
yerden rızıklandırır" buyuruldu.) [c:2, m: 80]
Muhammed Osman Müceddidî rahmetullahi aleyh, çeşitli duaları anlatan
Fevaid-i Osmaniyye adındaki kitabında şöyle buyuruyor:
(İstiğfar, insanın her murada, afiyete kavuşmasına vesile olur. Şifa için,
tevbe etmeli, istiğfarı çok okumalı. Bütün dertlere, sıkıntılara karşı
faydalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, istiğfar okuyanların imdadına yetişir.)
Bir gün birisi gelip, evliyadan bir zâta sorar: "Ölmek üzere olan bir
kimse tevbe etse, tevbesi kabul edilir mi?" "Evet, tevbe kabul
edilir; ama senin mesleğin nedir?" "Terziyim, elbise dikerim."
"Terzilikte en kolay şey nedir?" Makasla kumaş kesmektir."
"Kaç senedir, bu işi yaparsın?" "Otuz senedir." "Ruhun
gargaraya geldiği zaman kumaş kesebilir misin?" "Hayır,
kesemem!" "Otuz sene kolaylıkla yaptığın bir işi, o zaman
yapamazsan, ömründe hiç yapmadığın tevbeyi o zaman nasıl yapabilirsin? Bugün
gücün yerinde iken tevbe et! O zaman belki yapamazsın" buyurdu.
Terzi, bu konuşma üzerine tevbe etti ve salihlerden oldu.