"Şefaati seçtim ve size haber vermek istedim"
19/03/2021 Cuma Köşe yazarı V.T
“Yâ Resûlallah! Size gelen bu dört vahiyden bize haber verir misiniz?”
Cemâlüddîn Muhammed bin Dübeysî hazretleri hadis hafızı ve kıraat âlimidir.
558'de (m. 1163) Irak’ta Vâsıt’ta doğdu. Burada hadis öğrendi ve hafızlık
derecesine yükseldi. Sonra Bağdat'a yerleşen İbnü'd-Dübeysî kıraat okutmaya
başladı. 637 (m. 1239)’da vefat etti. Şöyle nakletti:
Ebû Mûsâ-el-eş’arî’den “radıyallahü anh” nakledilmiştir. Biz mescidde,
Resûlullah efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” huzûrunda oturmuştuk.
Habîbullahı vahiy ağırlığı kapladı. Mübârek başını bir sâat aşağı saldı. Sonra
bize haber vermek için başını kaldırdı. İkinci ve sonra üçüncü kere yine vahiy
ağırlığı hâsıl oldu. Yine mübârek başını saldı. Sonra, haber vermek için başını
kaldırdı. Dördüncü kerre yine vahiy ağırlığı kapladı. Yine mubârek başını
saldı. Sonra mübârek başını kaldırıp, secdeye vardı. Biz de onunla berâber
secdeye vardık. Secdeyi uzattı. Mübârek başını secdeden kaldırdı. Biz;
“Yâ Resûlallah! Size gelen bu dört vahiyden bize haber verir misiniz?”
dedik. Buyurdular ki:
(Bana Cebrâîl aleyhisselâm, evvelki gelişinde dedi ki: Allahü teâlâ
sana selâm söyledi ve buyurdu ki: Yâ Muhammed! Ümmetinin üçte birinin azap ve
hesap görmeden Cennete girmesini mi istersin, yoksa bütün günâhkârlarına şefaat
etmeyi mi istersin! Cebrâîl aleyhisselâm, benden yana işâret etti.
Şefaati seçtim. Sonra Cebrâîl aleyhisselâm gidince size haber vermek
istedim. Yine geldi. Dedi ki:
“Rabbil’âlemîn sana selâm söyler ve buyurur ki: Ey Habîbim! Ümmetinin
yarısının hesapsız ve azapsız, Cennete girmesini mi istersin, yoksa ümmetinin
bütün günâhkârlarına şefaat etmeyi mi istersin? Ben şefaati seçtim ve
size haber vermek istedim. Yine geldi. Dedi ki:
“Rabbil’âlemîn sana selâm söyledi ve buyurdu ki: Ey Habîbim! Ümmetinin
üçte ikisinin hesap ve azap olunmadan Cennete girmesini mi istersin. Yoksa
ümmetinin bütün günâhkârlarına şefaat etmeyi mi istersin. Ben şefaati seçtim ve
size haber vermek istedim. Yine geldi ve dedi ki: Muhakkak Rabbin sana
selâm söyler ve buyurur ki: [Vedduhâ sûresi 5. ve Tâhâ sûresi
130. âyet-i kerîmesinin bir kısmını okudu. Meâl-i şerîfi]
(Yâ Muhammed! Onlar bana ve sana îmân getirseler ve beş vakit namâzı kılsalar, farzları edâ etseler ve senin sünnetini yerine getirseler, sen râzı oluncaya kadar şefaat etmene izin veririm.) Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Bana kâfi gelir, bana kâfi gelir!)