Hazreti Abdullah ve Hazreti Âmine tevhîd inancındaydı
23/11/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Abdullah-ı Rûmî hazretleri Osmanlı evliyâsının büyüklerindendir.
1583 (H.992) senesinde Bosna'da doğdu. Orada ilim tahsîline başladıktan
sonra İstanbul'a geldi. Tahsîlini tamamlayıp Bursa'ya gitti. Hâcı Bayram-ı Velî
halîfelerinden Bıçakçı Ömer Dede'nin halîfesi olan Hasan Kabaduz Efendinin
sohbetlerinde kemâle gelip olgunlaştı. Bursa'dan ayrılıp Mısır'a, sonra 1636
(H.1046) senesinde hac vazîfesini yapmak için, Hicaz'a gitti. Hac dönüşünde,
Şam'da Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin türbesi yanında inzivâya çekildi.
Günlerce ibâdetle meşgûl oldu. Sonra Konya'ya geldi. Sadreddîn-i Konevî ve
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi büyüklerin kabirlerini ziyâret edip,
rûhâniyetlerinden isifâde etti. Konya'da yerleşip, talebe yetiştirdi. 1644
(H.1054) Konya'da vefât etti.
Bir sohbeti esnâsında, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi
ve sellem) peygamberliği bildirilmeden önce İbrâhim aleyhisselâmın dîninde
olduğunu şöyle anlattı: Sevgili Peygamberimiz, peygamberliği bildirilmeden
önce, İbrâhim aleyhisselâmın dîninde idi. Nitekim Kur'ân-ı kerîmde İbrâhim
sûresi 40. âyetinde meâlen; "Rabbim! Beni gereği üzere namâza
devâmlı kıl. Zürriyetimden de böyle kimseler yarat. Ey Rabbimiz duâmı kabûl
et" buyuruldu." İbn-i Münzîr tefsîrinde, bu
âyet-i kerîme hakkında, İbn-i Cerîr'den sahih bir senedle, "İbrâhim
aleyhisselâmın zürriyetinden İslâma uygun olarak, Allahü teâlâya ibâdet eden kimselerin
elbette bulunacağını" bildiriyor. Kelime-i tevhîdin ve tevhîd îtikâdının,
İbrâhim aleyhisselâmın zürriyeti arasında devâm etmesi, Allahü teâlânın onlara
lütuf ve ihsânıdır. İslâm dîninin Resûlullah efendimize bildirilinceye kadar
devâm edip gelmesi, Resûlullah efendimizin hazret-i İbrâhim'e kadar olan
Müslüman baba ve dedeleri vâsıtasıyla olmuştur. Çünkü onlar da, İbrâhim
aleyhisselâmın Müslüman olan zürriyetindendirler.
İslâmdan ibâret olan Hanîf dîni, Muhammed aleyhisselâmın
peygamberliğinin bildirilmesine kadar devâm etmiştir. Hak dînin, İbrâhim
aleyhisselâm zamânından, Resûlullah efendimiz zamânına kadar devâm etmesi, bu
iki zaman arasında, bir Allah'a inanan müminlerin bulunmasıyla olmuştur. Bu
sebeple Resûlullah efendimizin ana ve babalarının da Müslüman oldukları sâbit
olmaktadır.
Resûl-i ekremin babası Abdullah ve annesi Âmine Hâtunun tevhîd inancı üzere bulundukları ve Müslüman oldukları ortaya çıkmaktadır.