Şirkten, küfürden korunmak için
25/11/2022 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Sual: Bir Müslüman, imanı
gideren bir şey yaptığında, bundan tövbe etmek için ne yapması lazımdır?
Cevap: İmanının
gitmesine sebep olan şeyden tövbe etmedikçe, yalnız Kelime-i şehâdet
söylemekle, namaz kılmakla, Müslüman olmaz. İmanın gitmesine sebep olacak şeyi
yaptığını inkâr etmesi de tövbe olur. Tövbe etmeden ölürse, Cehennemde sonsuz
olarak azab görür. Küfürden çok korkmalı, az konuşmalıdır. Hadis-i şerifte;
(Hep
hayırlı, faydalı konuşunuz. Yahut susunuz!) buyuruldu.
Ciddi olmalı, latifeci, oyuncu olmamalıdır. Dine, akla,
insanlığa uygun olmayan şeyler yapmamalıdır. Kendisini küfürden muhafaza etmesi
için, Allahü teâlâya çok dua etmelidir. Hadis-i şerifte;
(Şirkten
sakınınız. Şirk, karıncanın ayak sesinden daha gizlidir) buyuruldu.
Bu hadis-i şerifdeki şirk, küfür demektir. Bu kadar gizli olan
şeyden korunmak nasıl olur denildiğinde;
(Allahümme
innâ ne'ûzü bike en-nüşrike-bike şey'en na'lemühu ve nestagfirüke limâ
lâ-na'lemühu düâsını okuyunuz!) buyuruldu. Bu duayı sabah,
akşam çok okumalıdır.
Sual:
İnkâr edenlerin ahiretteki azaplarının sonsuz olmasının sebebi, hikmeti nedir?
Cevap: İnkâr
edenlerin, Cehennemde sonsuz azab görecekleri, Cennete hiç girmeyecekleri söz
birliği ile bildirilmiştir. Kâfir, dünyada sonsuz yaşasaydı, sonsuz kâfir
kalmak niyetinde olduğu için, cezası da sonsuz azaptır. Allahü teâlâ, her şeyin
hâlikı, yaratanı, sahibidir. Mülkünde dilediğini yapması hakkıdır. Ona, niçin
böyle yaptın demeye kimsenin hakkı yoktur. Bir şeyin sahibinin, o şeyi dilediği
gibi kullanmasına zulüm denmez. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerimde, zalim
olmadığını, hiçbir mahlukuna zulüm yapmadığını bildirmektedir.
Sual:
Önceden Müslümanlar dinlerini, vatan sevgisini, medreselerde, dergâhlarda
öğrenirlerdi. Peki sonra bunlar ne oldu?
Cevap: Osmanlılar zamanında gençler, dinlerini ve vatan sevgisini öğrenmek için, bir âlimin, bir velinin etrafına toplanırlardı. Büyük âlimlerin gösterdiği yola Tarikat denildi. Tarikatlar her tarafa yayıldı. Müslümanlar ve vatan sevgisini öğrenen gençler, çoğaldı. Devletleri ele geçiren masonlar, bu hâli görünce, tarikatlara dinsiz kimseleri karıştırdılar. Hakiki Müslümanlar azalıp, kalmayınca, bazı tarikatlar, dinsizlerin, ahlaksızların eline kaldı.