“Efendim, hakîkî bir Müslüman nasıl olur?”
19/11/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Ömer bin Abdülazîz hazretleri
vefât ettiğinde herkes çok üzüldü!
Gözyaşlarıyla ağladı her Müslüman!
Hattâ cenâzenin arkasında yürüyen bir Râhip de
üzüntüyle ağlıyordu!
Şaşırdılar.
Yanına yaklaştılar.
Ve dediler ki;
“Sen
niçin ağlıyorsun?”
Râhip onlara dönüp;
“Yeryüzünde
bir tâne güneş vardı, o da battı. Nasıl ağlamayayım!” dedi.
● ● ●
Ömer bin Abdülazîz hazretleri, bir gün bir âlime gitti.
Ve ricâ etti ki:
“Bana
nasîhat eder misin?”
O âlim “Peki” dedi.
Ve nasihat olarak;
“Yâ Ömer!
Senden önceki hükümdârlar hep öldüler. Âdem Nebî'den beri bütün dedelerin de
öldü. Şimdi sıra sende. Çok yakında sen de öleceksin” dedi.
Ve ekledi:
“Orada
Cennet ve Cehennemden başka gidecek yer yoktur. Öyleyse ona göre yaşa bu
dünyâda.”
● ● ●
Bir gün de şöyle oldu:
Bâzı gençler geldiler.
Ve bu büyük zâta;
“Efendim,
hakîkî bir Müslüman nasıl olur?” diye sordular.
Büyük velî, onlara;
Hakîkî Müslüman, her şeyden önce, tam ve mükemmel bir insandır. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Kızmak nedir bilmez. Zîrâ Resûlullah Efendimiz; “Kendisine yumuşaklık verilen kimseye dünyâ ve âhiret iyilikleri verilmiştir” buyuruyor, diye cevap verdi.