Şafii mezhebinin reisi İmam-ı Şafii
20/01/2023 Cuma Köşe yazarı A.D
Bugün, İmam-ı Şafii hazretlerinin vefat yıl dönümüdür... Bu
mübarek zat, 150 (m. 767) senesinde Gazze’de doğdu. 204 (m. 820)’de Mısır’da
vefat etti. Kabri, Kahire'de el-Mukattam Dağının eteğinde Kurafe Kabristanı'nda
büyük bir türbe içindedir...
İmam-ı Şafii hazretleri, Ehl-i sünnet vel-cemaatin dört
büyük mezhebinden biri olan Şafii mezhebinin reisidir... Adı,
Muhammed bin İdris’tir. Dedesinin dedesi Şafi, Kureyş kabilesinden ve Eshab-ı
kiramdan olduğu için, Şafii adı ile meşhur olmuştur...
Henüz beşikte iken babası vefat etmişti. Annesi onu iki yaşında, asıl
memleketleri olan Mekke'ye getirdi. Orada büyüdü. Yedi yaşına gelince Kur'ân-ı
kerimi ezberledi. Bundan sonra ilim öğrenmeye başladı.
Daha küçük yaşta iken Mekke'de bulunan zamanın meşhur âlimlerinin derslerine ve
sohbetlerine devam etti. Kendisi, ilim öğrenmeye başladığı bu ilk günleri için
şöyle demiştir: "Kur'ân-ı kerimi ezberledikten sonra devamlı Mescid-i
harama gidip, fıkıh ve hadis âlimlerinden pek çok istifade ettim. Fakat çok
fakir idik, bir yaprak kâğıt almaya bile gücümüz yoktu. Derslerimi ve
öğrendiğim meseleleri yazmakta çok sıkıntı çekerdim."
Mekke'deki bu ilk tahsilinden sonra Arapçanın inceliklerini ve edebiyatını
öğrenmek için, Huzeyl kabilesinin arasına gitti. Daha on yaşında iken, o zamanın
en meşhur âlimi imam-ı Malik hazretlerinin "Muvatta" adlı
hadis kitabını, dokuz günde ezberlemiştir...
İmam-ı Malik'in yanına geldiği zaman, yirmi yaşlarında
bulunuyordu. İmam-ı Malik onu himayesine alıp, dokuz yıl müddetle ilim öğretti.
İlimde yüksek bir dereceye ulaşan imam-ı Şafii Mekke'ye dönünce, oraya gelen
Yemen valisi, onu Yemen'e götürüp kadılık vazifesi verdi. Beş yıl kadar bu
görevi yaptıktan sonra, Bağdat’a giderek, ilmini ilerletmek için, imam-ı
A'zamın talebesi olan imam-ı Muhammed'den ders almaya başladı. İmam-ı Muhammed
hazretleri onu kendi himayesine alıp, yazmış olduğu kitaplarını okutmak
suretiyle, Irak'ta tedvin edilen fıkıh ilmini ve Irak'ta meşhur olan
rivayetleri öğretti, imam-ı Muhammed ayrıca İmam-ı Şafii'nin üvey babası idi.
Ebu Ubeyd şöyle demiştir:
İmam-ı Şafii'den duydum, buyurdu ki: "İmam-ı Muhammed'den öğrendiğim
meselelerle ve ilimle, bir deve yükü kitap yazdım. Eğer o olmasaydı ilim
kapısının eşiğinde kalmıştım. Bütün insanlar ilimde, Irak âlimlerinin, Irak
âlimleri de Kufe âlimlerinin çocuklarıdır. Onlar da Ebu Hanife'nin
çocuklarıdır." Yani bir babanın çocukları için lazım olan nafakayı
kazanıp, çocuklarını beslemesi gibi, imam-ı A’zam Ebu Hanife hazretleri de
kendinden sonrakileri böylece ilimle beslemiş ve doyurmuştur.
Allahü teala şefaatlerine nâil eylesin... Âmin.