Haram olan şeyi ilaç olarak kullanmak
21/12/2022 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
“Kullanılması haram olan şey
hastalığa iyi geleceği bilinir ise kullanılmasına izin verilmiştir."
Sual:
Haram olan bir şeyi ilaç olarak kullanmanın ve ihtiyacı olan birine kan
vermenin dinimizdeki hükmü nedir?
Cevap: Konu
ile alakalı olarak Dürr-ül-muhtârda deniyor ki:
“Zaruret olmadıkça insanın bir parçasını kullanmak haramdır.
Kullanması haram olan şeyi ilaç olarak yemek ve içmek de caiz değildir.” İbni
Âbidîn hazretleri bunu açıklarken buyuruyor ki:
“Kullanılması haram olan şey, temiz olsun, necis, pis olsun,
ilaç olarak kullanmak haramdır. Fakat, hastalığa iyi geleceği bilinir ise ve
ondan başka ilaç yoksa, kullanılmasına izin verilmiştir. Ölüm tehlikesi olduğu
ve başka çare bulunmadığı zaman, kadına ve erkeğe kan vermek caiz olur.” Şeyh
Tâhir-üz-Zâvî, fetvâsında diyor ki:
“İslam dini, sıhhati korumayı ve bedenin selametini emir
etmektedir. Hastaya kan vermek, insani vazifedir. Çünkü, hayatı korumak, bazen
kan verilmesine bağlı olmaktadır. Kan vermek, süt kardeşliğine sebep olmaz,
nikâhı bozmaz.”
Sual: Sütten yapılmakta olan kefir denen içeceği, içmenin,
kullanmanın, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Cevap: İmâm-ı
Muhammed’e göre, gaz çıkarmış ve tadı keskin olmuş içeceklerin, sarhoş
etmeyecek kadar azının içilmesi de haram olur. Fetvâ da böyledir. Diğer üç
mezhepte de böyledir. Çünkü, Peygamber efendimiz;
(Çoğu
sarhoş eden içkinin, azını içmek de haramdır) ve;
(Sarhoş
eden her içki şaraptır ve hepsi haramdır) buyurdu.
Bu hadis-i şerif, gaz çıkarmış ve tadı keskin olmuş içeceklerin
hepsinin haram olduğunu bildirmektedir. Muhammed aleyhisselam, maddelerin
hakikatlerini, fen bilgilerini öğretmek için değil, bunların hükümlerini
bildirmek için gönderilmiştir.
Kısrak, inek, deve sütleri, mayalanıp, tadı keskin olunca,
müselles gibi olurlar. Birincisine Kumis, ikincisine Kefir denir ki, bira gibi
haramdırlar. Bu hususta, İskilibli M. Âtıf Efendi’nin Men’i müskirât kitabında
geniş bilgi vardır.
Sual: Cemaate sonradan gelen ve imama rükuda yetişen bir kimse, ne
yapmalı ve nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Konu
ile alakalı olarak Umdet-ül-islâmda deniyor ki:
“Cemaate yeni gelen bir kimse, imamı rükuda görürse, ayakta tekbir getirip, rükuya eğilir. Tekbiri rükuya eğilirken söylerse, namazı sahih olmaz. Rükuya eğilmeden, imam kalkarsa, o rekâte yetişmemiş olur.”