İslâmiyette niyetin büyük önemi vardır
23/11/2020 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Yapılan her işin İslâmiyete uygun olup olmadığı, niyet ile anlaşılır.
Bahâüddîn Muhammed Sâgânî hazretleri tefsir ve Hanefî fıkıh âlimidir. 789
(m. 1387)’de Mekke'de doğdu. İlk tahsilinden sonra Kahire ve Kudüs’te fıkıh,
tefsir, hadis, kelâm, kıraat ve belagat ilimleri tahsil etti. İbn-i Hacer
Askalânî'den icazet aldı. Mekke kadılığına tayin edildi. 854 (m. 1450)’de
Mekke'de vefat etti. Buyurdu ki:
İslâmiyette ibâdet yapmak için, niyetin büyük önemi vardır. Yapılan her
işin İslâmiyete uygun olup olmadığı, niyet ile anlaşılır. İslâmiyette niyet o
kadar mühimdir ki, İslâmiyetin emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca
sahih ve makbûl olmuyor. Dünya işi sayılıyor. Herhangi bir dünya işi de, âhıret
menfaati için yapılınca, ibâdet hâlini alıyor. Mümin, zevcesinin ağzına
götürdüğü lokmada bile sevap kazanıyor. Bu hadis-i şerifi göz önüne alarak,
düşüncesini temizleyen ve niyetini düzelten bir kimse, yemekte, içmekte ve her
türlü dünya işlerinde âhıret faydasını gözeterek, sevap kazanmak fırsatını
elden kaçırmaz. İnsanlar bütün işlerinde, hattâ ibâdetlerinde, dünya menfaati,
maddî kazanç aramaya alıştırılırsa, menfaatperestlik, egoistlik hâsıl olur.
Hâlbuki İslâmiyet, nefslerin böyle kötü isteklerini yatıştırmağı, maddîcilikten
fedakârlık etmeği, menfaati hakîr görmeği, ahlâkın ve ruhun temizlenmesini,
yükselmesini istemektedir. İslâmiyete uymanın, ibâdet etmenin, dünya
menfaatleri üzerine kurulmayacağı, akıl sahipleri için pek meydanda olan bir
hakîkattir. Böyle olduğunu aşağıdaki âyet-i kerimeler de, ayrıca
göstermektedir:
Şûrâ sûresinin yirminci âyet-i kerimesinde meâlen, (Âhıreti kazanmak için
çalışanların kazançlarını arttırırız. Dünya menfaati için çalışanlara da, ondan
veririz. Fakat, âhırette bunların eline bir şey geçmeyecektir) buyuruldu.
İsrâ sûresinin onsekizinci ve ondokuzuncu âyet-i kerimelerinde meâlen,
(Menfaatleri ve lezzetleri çabuk geçen, tükenen dünyayı isteyenlerden,
dilediğimize, istediğimizi veririz. Âhıret menfaatleri için çalışan müminlerin
mükâfâtları boldur) buyuruldu.
Hûd sûresinin onaltıncı âyetinde meâlen, (Dünyada yaşamayı ve eğlenmeyi isteyenlerin çalışmalarının karşılığını bol bol veririz. Bir şeyi esirgemeyiz. Bunlara âhırette yalnız Cehennem ateşi verilecektir. Emekleri âhırette boşa gider. Yalnız dünya için yaptıkları işlerine, âhırette bir karşılık hâsıl olmaz) buyuruldu.