Allah'ın kullarını sevindirmek...
23/03/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
“Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya doyurarak veya başka
bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir.”
İnsanlara iyilik yapmak, sıkıntılarını gidermek
sûretiyle sevindirmek, çok sevaptır. Hele böyle mübarek ramazan ayında
olursa... Çünkü hadis-i şerifte “Bu ayda bir nafile yapmak başka ayda
farz yapmak gibidir. Bu ayda bir farz yapmak başka ayda yetmiş farz yapmak
gibidir” buyuruldu. İnsan bir iyilik yaptığı zaman, “Ya Rabbi, bana iyilik
yapmayı, bir kulunu sevindirmeyi nasip ettin” diye Allahü teâlâya şükretmeli.
İyilik yapabilmek, insanları sevindirebilmek de nasip meselesidir. Hele kıyıda
köşede kalmış, unutulmuş, hasta fakat arayanı, soranı yok, dertli fakat
çaresiz, muhtaç, geçim sıkıntısı çeken kalbi kırıkları arayıp sormak,
sıkıntılarını gidermek, sevindirmek, dualarını almak, böyle gönül ziyaretleri
çok kıymetlidir. Bazen insan bir tatlı söze ve güler yüze bile sevinir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Allahü teâlânın farzlardan sonra en sevdiği iş,
bir mümini sevindirmektir.” [Taberânî]
(Bir kimse, mümin kardeşini sevindirince, bir melek,
bu kimseye hep dua eder. Ölüp kabre konunca, yanına gelip; “Beni tanıyor
musun?” der. Ölü; “Hayır” deyince; “Ben, bir Müslümana verdiğin sevincim. Bugün
seni sevindirmek için geldim. Kabirde yanındayım, kıyamette de sana şefaat edip
Cennetteki makamını göstereceğim” der.) [İ. Ebiddünya]
“Bir kimse bir müminin sıkıntısını giderir, onu
sevindirirse kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teâlâ onu
sıkıntıdan kurtarır.” [Buhari]
“Bir kimse din kardeşine yardımcı oldukça, Allahü
teâlâ ona yardımcı olur.” [Müslim]
“Bir kimse, bir din kardeşinin işini yaparsa,
binlerle melek o kimse için dua eder. O işi yapmaya giderken her adımı için bir
günahı affolur ve kendisine kıyamette nimetler verilir.” [İbni Mace]
“Allahü teâlâ kullarının ihtiyaçlarını yaratır,
gönderir. Allahü teâlânın en sevdiği kulu, Onun nimetlerinin kullarına
ulaşmasına vasıta olan kimsedir.” [Mektubat-ı Masumiyye]
Evliyanın büyüklerinden Ubeydullah-i Ahrar
hazretleri şöyle buyurdu:
"Allahü teâlânın rızasına giden bütün yolları
inceledim, en kestirme yolun, insanları sevindirmek olduğunu gördüm."
***
Bir fakirin yiyeceği kalmaz. Açlık ve
çaresizlikten bir yolun kenarında oturur, boynunu büküp kendi hâlinde gözyaşı
döker. O sırada oradan geçen bir âmâ, bunun sesini duyar. Sebebini sorunca fakir,
sıkıntısını anlatır. Âmâ ona, "Gir koluma, bizim burada bir gecekondumuz
var. Orada ne varsa beraber yeriz" der... Eve gelirler, karınlarını
doyururlar. Âmâ, "Burada yatacak yer de var. Ye, iç, yat! Sen benim
misafirimsin" der. Fakir çok duygulanır, kalbinin tam inceldiği bir anda
ellerini açar, "Ya Rabbî, bir âmâ kulun, fakir olduğu hâlde bana bu
iyilikleri yaptı. Bu kulun bana kapısını açtığı gibi, sen de bunun gözlerini
aç!" diye dua eder. O anda Allahü teâlânın izniyle âmânın gözleri açılır.
Gönül kabulüne sebep olan iyilik için yapılan dua makbul olur.
