"Güzellikle gönder"
13/11/2018 Salı Köşe yazarı A.U
Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri devrinde “zalim bir vâli” vardı. Bu zalim, bu zatın talebesinden Şeyh Rekin'e birini gönderip;
“Bu diyarda yalnız sende zahire varmış. Gönderdiğim kişiyle bana bolca gönder” dedi.
Ardından da;
“Güzellikle gönder. Zorla almaya beni mecbur etme!” diye de tehdit etti!
Şeyh Rekin ne yapsın?
Hocasına arz etti bunu.
Büyük velî de;
“O vâliye, ‘Hiç zahirem yok. Hattâ tek bir buğday tanesi bile kalmadı’ de” buyurdu.
“Peki efendim” deyip çıktı.
Sonra vâlinin adamı geldi:
“Vâlinin emridir. Bana, şu kadar buğday vereceksin!” dedi.
O cevaben dedi ki:
“Maalesef, hiç zahirem yok.”
Adam inanmadı:
“Aç ambarı, göster!”
Şeyh Rekin açtı ambarı.
Adam içeri girip baktı dört bir yana.
Tek bir buğday tanesi bile göremedi.
Sinirli sinirli çıkıp gitti!
Hâlbuki, ağzına kadar buğday doluydu ambar...
● ● ●
Bu zât bir sohbetinde; “Düşman karşısında bir farz namazı kılmak mümkün olduğu hâlde terk etmek, yedi yüz büyük günah işlemiş gibidir” buyurdu.
Sordular ki:
“Namazı kazaya bırakmak için hiç özür yok mudur efendim?”
Buyurdu ki:
“İki özür var. Biri uyumak, öbürü unutmaktır.”