Mezheplerin kolaylıklarını toplamak
13/11/2018 Salı Köşe yazarı O.Ü
Bir işi, ibadeti yaparken mezheplerin kolaylıklarını araştırıp, bunlara göre yapmak bâtıldır.
Sual: Hanefi mezhebindeki bir kimse, eli kanasa, "Şafii mezhebinde kan abdesti bozmaz" diyerek namaz kılabilir mi?
Cevap: Bu konuda Dürr-ül-muhtârda ve bunun Redd-ül-muhtâr hâşiyesinde deniyor ki:
“Bir işi, ibadeti yaparken mezheplerin kolaylıklarını araştırıp, bunlara göre yapmak bâtıldır. Mesela abdestli kimsenin derisinden kan aksa, Şafii mezhebinde abdesti bozulmaz, Hanefide bozulur. Yabancı kadının derisine, derisi değse, Şafiide bozulur, Hanefi mezhebine göre bozulmaz. Abdest aldıktan sonra derisinden kan akan ve derisi yabancı kadının derisine değen bir kimsenin bu abdestle kıldığı namaz sahih olmaz. Bunun gibi, bir işi bir mezhebe göre yaparken, ikinci bir mezhebe de uymak söz birliği ile bâtıldır. Şöyle ki, Şafii mezhebine uyarak, başının az bir yerini mesh eden kimseye köpek sürtünse, bu kimsenin Maliki mezhebini taklid ederek, burasını yıkamadan kıldığı namaz sahih olmaz. Çünkü Şafiide köpek sürtünenin namazı sahih olmaz. Maliki mezhebinde, köpek necis değil ise de, başının hepsini mesh etmesi lazımdır. Bir iş yaparken mezhepleri Telfîk etmek yani kolaylıklarını arayıp bunlara göre yapmak, söz birliği ile sahih değildir. Dört mezhepten, hiçbirine uymadan bir şey yapmak da caiz değildir.”
***
Sual: Seferî imama uyan mukim bir kimse, imam ikinci rekatte selam verince, ayağa kalktığında üçüncü ve dördüncü rekatlerde Fatihayı okuyacak mıdır?
Cevap: Namaz kılarken, misafire, dinen yolcu olana uyan mukim bir kimse, imam ikinci rekatte selam verince, kalkıp iki rekat daha kılarken, kıraat etmez. Yani, Fatihayı ve sûreyi okumaz. İmam arkasında kılar gibi, ayakta, bir şey okumaz. Câmi'ur-rümûz ve Tâtârhâniyyede deniyor ki:
“Âlimlerin bir kısmı, misafir arkasında kılan mukim, üçüncü ve dördüncü rekatlerde kıraat etmez, yani bir şey okumaz dedi. Şemsül eimme Abdül'azîz Halvânî ve başka âlimler, kıraat eder dedi. O hâlde, ihtiyat ederek, okuması daha iyi olur.”
Kıyam, kıraat mahalli olduğundan, okumanın zararı yoktur. Halebî-yi kebîrde deniyor ki:
“Diş ağrısını kesen ilaç, okumaya mâni oluyorsa ve vaktin sonu ise, imama uyar. İmam bulamazsa, okumadan kılar.” Çünkü, ağrı meşakkat olup, zaruri hasıl olmuştur. Kıraatte, Kur’ân-ı kerimin tercümesini okumak caiz değildir.