Misyonerlerin, Müslümanları imha taktikleri!..
10/11/2018 Cumartesi Köşe yazarı A.D
İslâm düşmanları, birçok memlekette, kendi hâin plânlarını yerine getiren ve kendi menfaatlerini koruyan kimseleri işbaşına getirdiler!..
Batılı misyonerler, girdikleri Müslüman ülkelerde; zorla, zulüm ile yaptıkları düşmanlıkları kâfi görmeyerek çoğu zaman yerli halkı birbirine düşürme metodunu da uyguladılar. Bundan dolayı, Hindistan'da hiçbir sene geçmemiştir ki, inek kurban etmek sebebi ile kanlı olaylar ve yüzlerce, binlerce Müslümanın öldüğü fitneler zuhûr etmiş olmasın. Buna misâl olarak "İttilâât" mecmûasında yayınlanan şu hâdise ne kadar acı!
Bir Kurban Bayramı günü, iki Müslüman, kurban etmek için bir inek alır. Hindû mahallesinden geçerlerken, bir Hindû önlerine çıkarak, ineği ne yapacaklarını sorar. Onlar da kurban edeceklerini söylerler. Hindû:
- Ey ahâlî! Yetişin tanrımızı kurban edecekler, diye bağırır.
Müslümanlar da;
- Ey Müslümanlar, yetişin kurbânımızı elimizden alıyorlar, diye feryat ederler... Hindûlarla Müslümanlar toplanırlar. Sopalarla, bıçaklarla birbirlerine saldırırlar. Yüzlerce Müslüman katledilir. Binlercesi yaralanır. Fakat, ineği Hindû mahallesinden geçiren iki kişinin, İngiliz sefâretine girdikleri görülür!..
Böyle sayısız fitneler ve zulümler ile Müslümanları imhâ etmeye çalıştılar. Daha sonraları bu şekilde yapılan hîleler de anlaşılınca yine taktik değiştirdiler... Bu defa da sinsi sinsi dini değiştirmeye başladılar. Kılıç ile cihâdın farz olmadığını söyleyen, İslâmiyetin harâm kıldığı şeylere helâl diyen, dîni ve imanı değiştirmeye çalışan, Müslüman ismini taşıyan, Ehl-i sünnet düşmanı kimseler yetiştirdiler. Bunları destekleyerek, yeni yeni bozuk fırkaların zuhûrunu sağladılar. Müslümanların bu fırkalara uymaları için çalıştılar. Bugün, birçok İslâm ülkesinde, değişik İslâmi isimler altında, Batılıların idare ettiği sayısız dinî cemaatler faaliyet göstermektedir... İşte, Müslümanların dağınık olmasının, bir araya gelememelerinin başlıca sebebi budur...
İslâm düşmanları, 1. ve 2. Dünya Harpleri sonunda, birçok memleketlerde, kendi hâin plânlarını yerine getiren ve kendi menfaatlerini koruyan kimseleri işbaşına getirdiler. Bu memleketlerin, millî marşları, bayrakları, parlamentoları, devlet başkanları olmuş, fakat din hürriyetine kavuşamamışlardır. Hep dışarıdan başkaları tarafından idare edilmişlerdir. Asırlardır güç kullanarak yaptıkları tercübelerde mertlikle Osmanlıyı ele geçiremeyeceklerini anlayanlar, bu defa hâince planlar hazırladılar. İşte bu planlar ile Osmanlı devletini yıktılar. Osmanlı İmparatorluğu topraklarında irili ufaklı onlarca devlet kurdular. Bunu yapmalarının sebebi, Müslümanların kuvvetli ve büyük bir devlet kurmalarına mâni olmaktı; bunu da ne yazık ki başardılar!..